Examples of using "Láthatta" in a sentence and their turkish translations:
RH: Çoğunuz onu tanıyor ya da gördü.
Bu yüzden cankurtaran beni ne görebilmiş ne de duyabilmişti.
- Tom Mary'nin ağladığını görebilir.
- Tom, Mary'nin ağladığını görebiliyordu.
O, o kadar güzeldi ki, herkes onun gerçek bir Prenses olduğunu görebiliyordu.