Translation of "Ban" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Ban" in a sentence and their turkish translations:

Majd 2013-ban,

Ve sonra 2013'te

1946-ban kezdődött,

Başlangıcı 1946'ya dayanıyor,

1960-ban született.

O, 1960 yılında doğdu.

2013-ban történt.

2013'te oldu.

2013-ban újjáépítették.

Bu 2013 yılında yeniden inşa edildi.

- Tom 2013-ban meghalt.
- Tom 2013-ban halt meg.

Tom 2013'te öldü.

- A nagypapám 1920-ban született.
- A nagyapám 1920-ban született.

Dedem 1920'de doğdu.

2016-ban 1 300,

2016'da 1300

Pl. az USA-ban

Birleşik Devletler'de örneğin,

Aztán államcsíny '76-ban.

Sonra 1976'da darbe.

2003-ban kezdtem praktizálni,

2003 yılında uygulamaya girmiştim

És mégis, 2018-ban

ve şu an 2018 yılındayız.

Tamás Detroit-ban él.

Tom Detroit'te yaşar.

Éjszakára Hakone-ban maradtunk.

Bir geceliğine Hakone'de kaldık.

Párizsba költözött 1966-ban.

O Paris'e 1966'da taşındı.

Tamás 2013-ban diplomázott.

Tom 2013'te mezun oldu.

Tom 2013-ban született.

Tom 2013'te doğdu.

A 2018-ban élt emberekről.

2018'deki insanları sorarlar.

2013-ban Kanadába költöztem férjemmel.

2013'te eşimle Kanada'ya taşındık.

Nekem 2013-ban volt egy.

Ben bu dönemi 2013 yılında yaşadım.

New York partjainál 2018-ban

New York City'de, 2018 yılında,

Halloween az alaszkai Anchorage-ban.

Anchorage, Alaska'da Cadılar Bayramı.

Nézzünk körül az USA-ban.

ABD'ye baktığımızda,

Az 1888-ban alapított operaház,

1888 Opera Binası,

Az épület 1960-ban épült.

Bina 1960'ta yapıldı.

A templom 1173-ban épült.

Kilise 1173 yılına kadar uzanmaktadır.

Lincoln 1856-ban halt meg.

Lincoln 1865 yılında öldü.

Tom 2013-ban halt meg.

Tom 2013'te öldü.

2003-ban lettem tizenhárom éves.

2003'te on üç yaşına girdim.

Az NDK-ban nőtt fel.

O, Almanya Demokratik Cumhuriyetinde büyüdü.

Tomot veserákkal diagnosztizálták 2013-ban.

2013 yılında Tom'a böbrek kanseri teşhisi kondu.

Tom nyugdíjba vonult 2013-ban.

Tom 2013 yılında emekli oldu.

Tom főiskolán végzett 2003-ban.

Tom 2003 yılında üniversiteden mezun oldu.

Tom 2003-ban tűnt el.

Tom 2003'te kayboldu.

Bretagne-ban milyen nyelven beszélnek?

Brittany'de konuşulan dil nedir?

Én 2013-ban voltam ott.

2013'te oradaydım.

Tomit 2013-ban ölték meg.

Tom 2013 yılında öldürüldü.

Tom Bostonban volt 2003-ban.

Tom 2003'te Boston'daydı.

Tamás 2003-ban halt meg.

Tom, 2003'te öldü.

A várost 573-ban alapították.

Şehir 573'te kuruldu.

Tamás 2013-ban Bostonban élt.

Tom 2013'te Boston'da yaşıyordu.

Tom 2013-ban professzor lett.

Tom, 2013'te profesör oldu.

- Tomi 2013-ban lépett ki a cégtől.
- Tom 2013-ban elhagyta a céget.

Tom 2013 yılında şirketten ayrıldı.

Szakmánk 92%-ban fehér és elférfiasodott,

Yüzde 92'si beyaz ve ağırlıklı olarak erkek olan,

Milyen nyelvet beszélnek az USA-ban?

Onlar Birleşik Devletlerde hangi dili konuşuyorlar?

Hódító Vilmos 1066-ban elfoglalta Angliát.

Fatih William, 1066 yılında İngiltere'yi işgal etmiştir.

Tom 2013-ban vette meg ezt.

Tom onu 2013'te aldı.

A zsidó államot 1948-ban alapították.

1948'de bir Yahudi devleti kuruldu.

2078-ban fogom ünnepelni a 75. születésnapomat.

2078'de 75. doğum günümü kutlayacağım.

Az USA-ban és máshol rengetegen küzdenek

Şu an Birleşik Devletler ve ötesinde bir sürü insan

Nemrég voltak időközi választások az USA-ban.

Son zamanlarda Amerika Birleşik Devletleri'nde bir ara seçim yaptık.

Megszerveztük a Nők Demonstrációját az USA-ban.

Amerika Birleşik Devletleri'nde Kadın Yürüyüşü yaptık.

De ha a 10%-ban igazuk van?

Ama ya yüzde 10'u doğruysa?

Szerencsére pár hónappal ezelőtt, már 2018-ban

Neyse ki birkaç ay önce, 2018'de

Kr. e. 400-ban gyógyító szentélyeket építettek,

M.Ö. 400'de, tedavi yapılan tapınaklar inşa edildi

2013-ban csak 20 ilyen falu volt,

2013'te sadece 20 adet Taobao köyü varken

Ma az USA-ban az a gond,

İşin aldatıcı tarafı şu ki, Şu anda ABD'de

1958-ban följegyezték több ezer csecsemő születését,

1958'de doğan binlerce bebeğin,

Apa Sherpa 1960-ban született Thame városában.

Apa Sherpa, 1960 yılında Thame'de dünyaya geldi.

- A McDonald's-nál golgozom.
- McDonald's-ban dolgozom.

McDonalds'ta çalışıyorum.

- New Yorkban élünk.
- New York-ban lakunk.

New York'ta yaşıyoruz.

I. Erzsébet királynő 1603-ban halt meg.

Kraliçe I. Elizabeth 1603 yılında vefat etti.

1928-ban a Parkinson-kór már ismert volt.

Parkinson, 1928'de zaten biliniyordu.

Az elmúlt 30 évben, csak az USA-ban,

son 30 yılda yalnızca ABD'de

Az önző óriást Oscar Wilde írta 1888-ban.

Yazar Oscar Wilde, "Bencil Dev" hikâyesini 1888'de yazdı.

A férfiak együttlétük 90%-ban élnek át orgazmust.

Erkekler ise yüzde 90'ında doruğa ulaşıyorlar.

Hány csillió banánt fogyasztunk az USA-ban naponta?

Amerika Birleşik Devletleri'nde ve dünyanın her yerinde

Tudjuk, hogy nem lehet demokrácia az USA-ban

Amerika Birleşik Devletleri'nde bir demokrasi olmazsa

Hiába nő az alapítók 38% az USA-ban,

ABD şirketlerinin yüzde 38'i kadınlar tarafından kurulmuş olmasına rağmen

2016-ban mind együtt ünnepeltük a vitiligo világnapját.

2016'da, Dünya Vitiligo Günü'nü kutladık.

Az amerikai helyi börtönökben 75%-ban olyanok vannak,

Yerel Amerikan hapishanelerindeki kişilerin %75'i

és a kalóz CD-k az USA-ban

veya ABD'deki korsan müziğin

Még nagyobb hajléktalanproblémával küzdünk a Bay Area-ban.

Körfez alanında daha büyük bir evsiz problemi var.

Mustafa Kemal Atatürk 1923-ban kikiáltotta Törökországot köztársaságnak.

Mustafa Kemal Atatürk, 1923'te Türkiye Cumhuriyetini ilan etti.

1683-ban a törökök másodszor is megostromolták Bécset.

- Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattı.
- Türkler 1683'te Viyana'yı ikinci kez kuşattılar.

Dr. Hideo Noguchi 1928-ban halt meg Afrikában.

Dr. Hideo Noguchi 1928'de Afrika'da öldü.

Egyetemek és középiskolák szerte az USA-ban befogadtak diákokat,

ABD'deki üniversiteler ve liseler öğrencileri aldılar,

Ha megérem a 100 évet, élni fogok 2103-ban.

100 yaşına kadar yaşarsam 2103'te de hayatta olacağım.

Az emberek kétharmada az USA-ban azt mondja: "Soha".

Birleşik Devletler genelindeki insanların üçte ikisinin cevabı "Hayır" oldu.

Amit a legtöbb ember a Yosemite-ban épp csinált.

Yosemite Park'ta da insanların yaptığı genellikle bu.

A támadást részben kalózlemezek USA-ban történt eladásából finanszírozták.

Saldırının maddi kaynaklarının bir kısmı ABD'deki korsan müziktendi.

A betegség 90%-ban halállal végződik az áttéteknek köszönhetően.

Bunlardan yüzde 90'ı metastaz nedeniyle hastalığa yenik düşecek.

Mike-nak van egy barátja, aki Chicago-ban él.

Mike'ın Şikago'da yaşayan bir arkadaşı var.

1900-ban elhagyta Angliát, és többé nem ment vissza.

1900 yılında İngiltere'den ayrıldı, asla geri dönmedi.

A levegő szennyezettsége Tokióban nagyobb, mint New York-ban.

Tokyo'daki hava kirliliği New York'takinden daha kötüdür.

Hogy végül 2016-ban a választásokat Donald Trump nyerte meg,

2016 seçimlerinde Donald Trump'ın seçilmesine yol açtı,

Ebben a show-ban látókat és nem látókat viszek magammal,

bu gösteride, tüm görüş seviyelerinden insanları alıp

Az USA-ban az egy főre eső bebörtönzöttek száma magasabb,

ABD, dünyadaki diğer tüm milletlerden

Az USA-ban a diákoknak nem kell a porban ülniük.

Birleşik Devletler'de öğrenciler toz toprak içinde oturmak zorunda değiller.

1683-ban a törökök másodszor is ostrom alá vették Bécset.

1683 yılında Türkler ikinci kez Viyana'ya saldırdı.

Az a jó szándékú támogatás, amit tőlem is kaptak 2006-ban,

Benim 2006'da yaptığım gibi, insanlardan gelen iyi niyetli destekler,

A nagybátyám 1983-ban ment Mexikóba és soha nem tért vissza.

- Amcam 1983 yılında Meksika'ya gitti ve asla geri dönmedi.
- Dayım 1983'te Meksika'ya gitti ve geri dönmedi.

Amikor valaki tüsszent, az USA-ban azt szokták mondani, hogy "Isten áldjon!".

Amerika Birleşik Devletlerinde, hapşırdıklarında birine "çok yaşa" deriz.

1603-ban, amikor I. James király került hatalomra, a labdarúgás ismét engedélyezve lett.

1603'te, Kral James iktidara geldiğinde, futbola tekrar izin verildi.

Az Oxfordi Egyetem volt a legelső egyetem a Brit Birodalomban. 1096-ban alapították.

Oxford Üniversitesi İngilizce konuşulan dünyanın en eski üniversitesidir. O, 1096 yılında kuruldu.

1953-ban Sir Edmund Hillary és Tenzing Norgay serpa elsőként hódították meg a Mount Everestet.

1953 yılında, Sir Edmund Hillary ile Tenzing Norgay Sherpa, Everest'in zirvesine ayak basan ilk insanlar oldular.