Examples of using "órára" in a sentence and their turkish translations:
O, saate baktı.
haftada 15 saate düştü.
Ben her zaman altıya kadar evde olurum.
Sınıfa gitmeyelim.
Yirmi dört saate ihtiyacım var.
Herkes sınıfa zamanında geldi.
Tom sınıfa pijamalarıyla geldi.
Öğle yemeğimi bitirdiğimde, bir saat uzanacağım.
Öğretmenimiz sınıfa her zaman zamanında gelir.
Bana bisikletini bir saatliğine ödünç verir misin?
Dick, saat üçe kadar geri gelmek için söz verdi.
Bu sabah altıya kadar hazır olacak.
Onlar yarın sabah 5.00'e kadar uyanık olmak zorunda.
Tom sınıfa ders kitabını getirmeyi unuttu.
Yarın sözlüklerimizi derse getirmemiz gerekiyor mu?
Bu tren saat kaçta Yokohama'ya varır?