Examples of using "Wunderschöne" in a sentence and their turkish translations:
O, güzel giysiler giyer.
Gözleriniz çok güzel.
Mary'nin güzel kahverengi gözleri var.
O çok güzel bir kadın.
Kyoto çok güzel bir şehir.
Mary çok güzel bir kadın.
Tom'un üç harika kızı var.
Los Angeles harika bir kenttir.
Fransızca çok güzel bir dildir.
Sen çok güzel bir kadın oldun.
Kız kardeşim güzel bir kadındı.
Opera sanatçısının güzel bir sesi var.
Cumartesi akşamki harika sürpriz için tüm içtenliğimle teşekkür ederim.
Ne güzel dişlerin var!
arkamı döndüğümde bir çift güzel yeşil göz aşağıdan bana bakıyordu
Bizr zamanlar, üç çok güzel kızı olan bir kral ve kraliçe yaşardı.
Bu güzel bir çiçek.
Mary çok güzel bir kadın. Ona bir ölçekle, o bir on bir.