Examples of using "Waffe" in a sentence and their turkish translations:
Silahını yere at.
Silahın nerede?
Bu bir silah değil.
Bir silahın var mı?
Tom'un silahını al.
Neden bir silah taşımıyorsun?
Silahını indir.
Silahı bırak.
Silahı bırak.
Bir silah getirdin mi?
biyolojik bir silahtır
Bana silahı ver.
Bu bir silahtır.
Silahını bırak.
Şu silah dolu mu?
Onun bir silahı var.
Tom'un bir silahı vardı.
O bir silah mı?
Tom'un silahı var.
Atom bombası korkunç bir silahtır.
Hatta bazen silahlanıyorlar bile.
Silah yüklü değil.
Tom bir silah arıyordu.
Silah bulmadık.
Bir silah işe yarayabilir.
Tom silahını ateşledi.
Sabır bazen en etkili silahtır.
İyi bir bellek onun silahıdır.
Silahını indir.
Silahını bana doğrultma.
Parmak iziniz silahın üstündeydi.
Tom şemsiyesini silah gibi kullandı.
- O, şemsiyesini bir silah olarak kullandı.
- Şemsiyesini silah olarak kullandı.
Tom çabucak silahını yeniden yükledi.
Belki bir silahı nasıl kullanacağını öğrenmelisin.
Tom her zaman bir silah taşır mı?
O silahı yere bıraktı.
O silahı yere bıraktı.
- Bu silahın nasıl kullanılacağını bilir.
- Bu silahın nasıl kullanılacağını biliyor.
- Bu silahı nasıl kullanacağını biliyor.
Tom silahı yere bıraktı.
Silahını bırak dedim!
Silahını kimseye doğrultma.
Tom'un parmak izleri tabancanın üstündeydi.
Tom silahını Mary'ye ateşledi.
Artık hiç kimse o tür silah kullanmıyor.
Kolunu tuhaf bir silah gibi kullanıyor.
Jenny'nin bir silahı var.
Tom, silahı Mary'nin kafasına dayandı.
Tom ve arkadaşları silah zoruyla soyuldular.
Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor.
Tereddütsüz saldıran, sürüngen bir makine.
bu zehir kesesinin çok etkili olduğu kesindir. Büyük pençelere ihtiyacı yok.
Tom silahını buzdolabının üstündeki kurabiye kavanozuna sakladı.
- Bir düşmana karşı en iyi silah, başka bir düşmandır.
- Düşmana karşı en iyi silah başka düşmandır.
Gerçekten bir silahım yok.
Polis şüphelinin silahını bırakmasını emretti.
Tom parmağını tetikten çekti ve silahını indirdi.
Bir silaha sahip olduğunuz doğru değil mi?
Polisin silahı niçin bulamadığını merak ediyorum.
Tom bir silah olarak kullanmak için bir levye aldı.
Tom silahı kendi kafasına dayadı ve tetiği çekti.
- Silahsız olarak buraya gelecek kadar aptal olacağımı düşünüyor musun?
- Silahsız buraya gelecek kadar aptal olacağımı düşünüyor musun?
Adam silahı alnına dayadı ve tetiği çekti.
Silahı onu bulduğum yere bırakmalıydım.
Silah tuttum, ama tetiği asla çekmedim.
Diğerlerinki bir kılıç iken, bir gladyatörün seçtiği silah topuzdur.
Polis silahtaki parmak izlerini kapıdakilerle karşılaştırdı.
Adam polise bir silah doğrulttu.
Bunu yapmayı sen seçtin. Hiç kimse kafana silah tutmadı.
Halkbilimci Jonathan Young ona zarar verebilecek tek şeyin, insan tükürüğünde bulunan bir silah olduğunu söylüyor.
Ona dikkat et. Onun silahı dildir, o isterse sizinle ölene dek konuşur.