Translation of "Urgroßvater" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Urgroßvater" in a sentence and their turkish translations:

Mein Urgroßvater war Kanadier.

- Büyük büyükbabam Kanadalıydı.
- Babamın dedesi Kanadalıydı.
- Dedemin babası Kanadalıydı.

Sein Urgroßvater sah krank aus.

Büyükdedesi hasta görünüyordu.

Toms Urgroßvater war seit Geburt blind.

Tom'un büyük büyükbabası kör doğdu.

Mit 75 werde ich wahrscheinlich Urgroßvater sein.

Muhtemelen ben 75 yaşında olduğum zaman, büyük büyükbaba olacağım.

Toms Urgroßvater war von Geburt an blind.

Tom'un büyük büyükbabası kör doğdu.

Boris Johnsons türkischer Urgroßvater, der vehement gegen den Türkischen Befreiungskrieg war, wurde als Verräter gelyncht.

Boris Johnson'un Kurtuluş Savaşı'na şiddetle muhalefet eden Türk büyük dedesi hain olarak görülüp linç edilmişti.

Als ich ein kleiner Junge war, bin ich mit meinem Vater nach Boston gefahren, um meinen Urgroßvater zu besuchen.

Ben küçük bir çocukken, babam ve ben Boston'a babamın dedesini ziyarete gittik.