Translation of "Kanadier" in Turkish

0.021 sec.

Examples of using "Kanadier" in a sentence and their turkish translations:

- Seid ihr nicht Kanadier?
- Bist du nicht Kanadier?

Kanadalı değil misin?

Jim ist Kanadier.

Jim Kanadalıdır.

Sie sind Kanadier.

Onlar Kanadalıdır.

Tom ist Kanadier.

Tom Kanadalı.

Er ist Kanadier.

O Kanadalıdır.

Bist du Kanadier?

Sen Kanadalı mısın?

Wir sind Kanadier.

- Biz Kanadalılarız.
- Biz Kanadalıyız.

Ist Tom Kanadier?

Tom Kanadalı mı?

Sind das Kanadier?

Onlar Kanadalı mı?

Ich bin Kanadier.

- Ben Kanadalıyım.
- Kanadalıyım.

Ich bin kein Kanadier.

- Kanadalı değilim.
- Ben bir Kanadalı değilim.

Das sind alles Kanadier.

Onların hepsi Kanadalı.

Ich bin auch Kanadier.

Ben de Kanadalıyım.

Du bist Kanadier, oder?

- Kanadalısın, değil mi?
- Sen Kanadalısın, değil mi?

Ist Tom wirklich Kanadier?

Tom gerçekten Kanadalı mı?

Tom ist kein Kanadier.

Tom Kanadalı değil.

Ich kenne mehrere Kanadier.

Birkaç Kanadalı tanıyorum.

Tom könnte Kanadier sein.

Tom Kanadalı olabilir.

Die meisten sind Kanadier.

Onların çoğu Kanadalı.

Sie sind Kanadier, oder?

Onlar Kanadalı, değil mi?

Wir sind keine Kanadier.

Biz Kanadalı değiliz.

Ich kenne keine Kanadier.

Hiçbir Kanadalıyı tanımıyorum.

Diese Studenten sind Kanadier.

Bu öğrenciler Kanadalılar.

Meine Nachbarn sind Kanadier.

Komşularım Kanadalıdır.

Bist du nicht Kanadier?

Kanadalı değil misin?

Mein Urgroßvater war Kanadier.

- Büyük büyükbabam Kanadalıydı.
- Babamın dedesi Kanadalıydı.
- Dedemin babası Kanadalıydı.

- Ich nehme an, dass du Kanadier bist.
- Ich nehme an, dass Sie Kanadier sind.
- Ich vermute, dass Sie Kanadier sind.

Kanadalı olduğunu sanıyorum.

Ich dachte, Tom wäre Kanadier.

Tom'un Kanadalı olduğunu düşündüm.

Der Täter war ein Kanadier.

Sanık Kanadalıydı.

Wir sind hier alle Kanadier.

Burada hepimiz Kanadalıyız.

Tom sagte, er sei Kanadier.

Tom Kanadalı olduğunu söyledi.

Tom und ich sind Kanadier.

Tom ve ben Kanadalıyız.

Tom ist nicht wirklich Kanadier.

Tom gerçekten Kanadalı değil.

Tom ist ein typischer Kanadier.

Tom tipik bir Kanadalı adam.

Drei von ihnen waren Kanadier.

Onlardan üçü Kanadalıydı.

Es wurden keine Kanadier verletzt.

Hiçbir Kanadalı yaralı değildi.

Tom und Maria sind Kanadier.

Tom ve Mary Kanadalı.

Tom sagt, er ist Kanadier.

Tom Kanadalı olduğunu söylüyor.

Tom sagte, er ist Kanadier.

Tom Kanadalı olduğunu söyledi.

Du bist kein Kanadier, richtig?

Sen Kanadalı değilsin, değil mi?

Tom ist Kanadier, nicht wahr?

Tom bir Kanadalı, değil mi?

- Tom tat so, als wäre er Kanadier.
- Tom gab vor, Kanadier zu sein.

Tom, Kanadalı'ymış gibi yaptı.

- Ich bin kein Kanadier.
- Ich bin nicht einmal Kanadierin.
- Ich bin nicht einmal Kanadier.

Kanadalı değilim ki.

- Wer hat dir gesagt, dass ich Kanadier sei?
- Wer hat euch gesagt, dass ich Kanadier sei?
- Wer hat Ihnen gesagt, dass ich Kanadier sei?
- Wer hat euch erzählt, dass ich Kanadier sei?
- Wer hat Ihnen erzählt, dass ich Kanadier sei?
- Wer hat dir erzählt, dass ich Kanadier sei?

Benim Kanadalı olduğumu sana kim söyledi?

Unser Französischlehrer ist Kanadier, nicht wahr?

Fransızca öğretmenimiz Kanadalı, değil mi?

Tom und ich sind keine Kanadier.

Tom ve ben Kanadalı değiliz.

- Ich bin Kanadier.
- Ich bin Kanadierin.

- Ben Kanadalıyım.
- Kanadalıyım.

Tom und Maria sind wahrscheinlich Kanadier.

Tom ve Mary muhtemelen Kanadalıdırlar.

Tom und Maria sind beide Kanadier.

Hem Tom hem de Mary Kanadalı.

Tom scheint kein Kanadier zu sein.

Tom bir Kanadalı gibi görünmüyor.

Tom und Mary sind keine Kanadier.

Tom ve Mary Kanadalı değildir.

Ich dachte immer, Tom wäre Kanadier.

Ben hep Tom'un bir Kanadalı olduğunu düşünürdüm.

Weisst Du, dass ich Kanadier bin?

Kanadalı olduğumu biliyor muydun?

Tom ist kein Kanadier, nicht wahr?

Tom Kanadalı değil, değil mi?

Ich weiß, dass Tom Kanadier ist.

Tom'un Kanadalı olduğunu biliyorum.

- Du bist kein Kanadier.
- Du bist keine Kanadierin.
- Sie sind kein Kanadier.
- Sie sind keine Kanadierin.
- Sie sind keine Kanadier.
- Sie sind keine Kanadierinnen.
- Ihr seid keine Kanadier.
- Ihr seid keine Kanadierinnen.

- Sen Kanadalı değilsin.
- Kanadalı değilsiniz.

- Du sagtest, fast alle deine Freunde wären Kanadier.
- Sie sagten, fast alle Ihre Freunde wären Kanadier.
- Ihr sagtet, fast alle eure Freunde wären Kanadier.

Neredeyse tüm arkadaşlarınız Kanadalı olduğunu söylediniz.

Ich glaube nicht, dass Tom Kanadier ist.

Tom'un Kanadalı olduğunu sanmıyorum.

Wir sind hier nicht die einzigen Kanadier.

Buradaki tek Kanadalı biz değiliz.

Tom weiß nicht, dass ich Kanadier bin.

- Tom Kanadalı olduğumu bilmiyor.
- Tom benim Kanadalı olduğumu bilmiyor.

Warum haben so viele Kanadier amerikanische Reisepässe?

Neden bu kadar çok Kanadalı'nın Amerikan pasaportu var?

Woher weißt du, dass sie Kanadier sind?

Kanadalı olduklarını nereden biliyorsun?

Tom ist Kanadier und wohnt in Boston.

Tom, Boston'da yaşayan bir Kanadalıdır.

- Der Kanadier fällte den Baum mit einer Axt.
- Der Kanadier hat den Baum mit einer Axt gefällt.

Kanadalı ağacı bir baltayla kesip devirdi.

Misako hat im vorigen Juni einen Kanadier geheiratet.

Misako, geçen Haziran bir Kanadalıyla evlendi.

Ich wusste gar nicht, dass du Kanadier bist.

Kanadalı olduğunu bilmiyordum.

Wir haben nie behauptet, dass wir Kanadier wären.

Kanadalı olduğumuzu asla söylemedik.

- Bist du wirklich Kanadier?
- Bist du wirklich Kanadierin?

Gerçekten Kanadalı mısın?

Woher weißt du, dass ich kein Kanadier bin?

Kanada'lı olmadığımı ne biliyorsun?

Kannst du einen Amerikaner von einem Kanadier unterscheiden?

Bir Amerikalı ve bir Kanadalı arasındaki farkı söyleyebilir misin?

Tom, Maria, Johannes und Elke sind alle Kanadier.

Tom, Mary, John ve Alice hepsi Kanadalı.

Warum denkst du, dass Tom kein Kanadier ist?

Tom'un Kanadalı olmadığını sana düşündüren şey nedir?

- Mein Chef ist Kanadier.
- Meine Chefin ist Kanadierin.

Patronum Kanadalı.

- Unser Französischlehrer ist Kanadier.
- Unsere Französischlehrerin ist Kanadierin.

Fransızca öğretmenimiz Kanadalı.

- Wir können nicht bestätigen, dass Kanadier damit zu tun hatten.
- Wir können nicht bestätigen, dass Kanadier darin verwickelt waren.

Biz Kanadalıların dahil olduğunu onaylayamayız.

- Ich dachte, du bist Kanadier.
- Ich dachte, du bist Kanadierin.
- Ich dachte, Sie sind Kanadier.
- Ich dachte, Sie sind Kanadierin.

Senin Kanadalı olduğunu düşündüm.

Ich habe niemals ehrlich geglaubt, dass Tom Kanadier sei.

Aslında Tom'un bir Kanadalı olduğuna inanmadım.

Toms Vater ist Kanadier, und seine Mutter ist Japanerin.

Tom'un babası Kanadalı ve annesi Japon.

Willst du damit sagen, Tom wäre gar kein Kanadier?

Tom'un Kanadalı olmadığını mı söylüyorsun?