Examples of using "Spuren" in a sentence and their turkish translations:
İz bırakma.
Karda taze izler var.
Bakın, bunlar sincap izleri.
Tom adımlarını yeniden izledi.
Atalarının izlerini takip ediyorlar.
ulaşımda ise kimyasal izler bırakıyorlar
Ama en azından takip edebileceğimiz izler var.
burada biraz izler karışmış sanki
arkadan gelen karıncalar bu kimyasal izleri takip ederek ilerliyorlar
Arap levhası ize kuzeye doğru ilerliyor
arkadan gelenler de yalnız, kimyasal izler bırakıyorlar
Onun ayak izlerini kumulun kumlarında buldum.
Romalılar, Britanya'da izlerini bıraktılar.
Ürün eser miktarda fındık ve gluten içerebilir.
Onun yüzünde keder izi gördüm.
İz süren biri için ağaçlar bu yüzden iyidir. Çünkü genelde işaret barındırırlar.
Tom'un köpeği onun yeni halısı üzerinde çamurlu pençe izleri bıraktı.
"Tamam, bunlar öldürdüğü hayvanlar." Öldürdüğü hayvanlara, küçük izlere ve kumdaki kazılara baktım.
Her dediğin, her yaptığın, her yazdığın, her düşündüğün izler bırakır.
İyi insan mutluluk, kötü insan tecrübe, yanlış insan ders ve mükemmel insan iz bırakır!