Examples of using "Kompliziert" in a sentence and their turkish translations:
Ne kadar karmaşık?
Bu çok karmaşık.
Bu karmaşık.
Bu karmaşık.
O karmaşık mı?
Bu karmaşıktı.
Aşk karmaşıktır.
Arapça karmaşık değil.
Bu karmaşık değil.
- Karmaşık değil.
- Bu karmaşık değil.
Bu karışık, değil mi?
Bu çok karmaşık mı?
Bu karmaşık oluyor.
Bu, konuyu içinden çıkılmaz hale getiriyor.
Bu çok karmaşık mı?
Çok karmaşık.
Bu çok karışık.
İnsanlar komplike.
İnsan ilişkileri karmaşıktır.
Tom çok kompleks.
- Bu çok karmaşık mı?
- O çok zor mu?
Burada işler işte biraz karışıyor
O kadar da karmaşık değil.
Neden kızlar her şeyden yakınır?
İlişkiler inanılmaz derecede karmaşıktır.
O karmaşık görünüyor.
- Ameliyat oldukça zordur.
- Cerrahlık oldukça zordur.
Tom'un açıklaması çok karmaşık.
Hayat çok karmaşık.
Neden her şey bu kadar karmaşık?
Aşk karmaşık ama harıkadır!
Benim için çok karmaşık.
o kadar da zor bir durum değil, haksız mıyım?
Ancak bu noktada işler gerçekten karışıyor.
Bu korkunç karmaşık görünüyor.
O çok karmaşık görünüyor.
Modern hayat çok mu karışık?
Kızlar karmaşık değildir. Erkekler basittir.
Onun karmaşık olabileceğini düşündüm.
İki ülke arasındaki ticaret karmaşık olabilir.
"Tom senin erkek arkadaşın mı?" "Karmaşık."
Kadınlar erkeklerin genellikle çok karmaşık olduğunu hissediyorlar.
"Oh" kelimesinin İngilizce'de kullanımı biraz karmaşıktır.
Neden işi karmaşıklaştırabilirken, basitleştirelim?
Bu form biraz karmaşık görünüyor. Onu doldurmama yardım et.
Durum çok karmaşık.
İnsan beyninin karmaşıklığı göz önüne alındığında bu hiç şaşırtıcı değil.
Matematik aşk gibidir - basit bir fikir fakat o içinden çıkılmaz hale getirilebilir.
Kolayca anlaşılması için bir cümle gereksiz yere karmaşık olmamalı.
Japon yazım düzeni çok karmaşıktır, iki binden fazla karakteri olan üç tane alfabe vardır.
Benim için çok zordur.
Gıda alerjiniz varken dışarıda yemek yemek zordur, değil mi?
Hayat karmaşık değildir! Bize, büyümemizi ve gelişmemizi sağlayan görevler verir yalnızca. Bizim bunu istememiz yeterlidir!
Çok sıkıcı olduğunu düşündüğü Avrupa dillerinden sinirlenen Christopher Columbus Columbian dilini icat etti, öyle karmaşık bir dildi ki onu sadece o konuşabildi.