Translation of "Kleinstadt" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Kleinstadt" in a sentence and their turkish translations:

- Tom ist in einer Kleinstadt aufgewachsen.
- Tom wuchs in einer Kleinstadt auf.

Tom küçük ve sakin bir kasabada büyüdü.

Tom kommt aus einer Kleinstadt.

- Tom'un memleketi küçük bir kasaba.
- Tom'un memleketi küçük bir ilçe.

In dieser Kleinstadt passiert nichts Interessantes.

Bu küçük kasabada hiçbir şey ilginç değildir.

Er wurde in einer italienischen Kleinstadt geboren.

İtalya'da küçük bir kasabada doğdu.

Das Leben in einer Kleinstadt ist langweilig.

- Küçük kasabada hayat sıkıcıdır.
- Küçük bir kasabada hayat sıkıcıdır.
- Küçük bir kasabada yaşam sıkıcıdır.

- Tom kommt aus einer Kleinstadt.
- Tom kommt aus einer kleinen Stadt.

Tom küçük bir kasabadan geliyor.

Tom wuchs in einer Kleinstadt in der Nähe von Boston auf.

Tom, Boston'dan uzakta olmayan küçük bir kasabada büyüdü.

- Tom gewöhnte sich an das Leben in Boston, obwohl er in einer Kleinstadt aufgewachsen war.
- Tom hat sich an das Leben in Boston gewöhnt, obwohl er in einer Kleinstadt aufgewachsen ist.

Tom küçük bir kasabada yetişmesine rağmen Boston'da yaşamaya çalıştı.

Der Flüchtige ließ sich in einer Kleinstadt fünfzig Meilen von hier blicken und verschwand dann wieder.

Firari buradan elli kilometre uzaktaki küçük bir kasabada ortaya çıkmış, ama sonra gözden kaybolmuş.

- Er lebt in einer Kleinstadt nahe Osaka.
- Er wohnt in einer kleinen Stadt in der Nähe von Osaka.

Osaka yakınında küçük bir şehirde yaşıyor.