Examples of using "Aufgewachsen" in a sentence and their turkish translations:
Siz nerede büyüdünüz?
Bu benim büyüdüğüm yer.
Sen çift dilli misin?
Beraber büyüdük.
Tom iki dilli büyüdü.
- Tom burada yetişti.
- Tom burada büyüdü.
Avusturya'da nerede büyüdün?
Yokohoma'da yetiştirildim.
Boston'da büyüdüm.
- Sahil kenarında mı büyüdün?
- Sahil kenarında mı büyüdünüz?
Tom Avustralya'da büyüdü.
Tom burada büyümedi.
O, Almanya'da büyüdü.
Ben babasız büyüdüm.
Bu çocuk normal bir biçimde büyüdü.
Tom Boston'da yetiştirildi.
Tom koruyucu anne baba tarafından yetiştirildi.
Ben ufak bir kasabada büyüdüm.
Burada doğdum ve büyüdüm.
O nerede doğdu ve yetişti?
Burada doğdum ve büyüdüm.
Tom benimle birlikte yetişti.
Dağlarda büyüdüm.
Bu çevrede büyüdüm.
Tom'la birlikte büyüdüm.
Eski erkek arkadaşım Portekiz'de yetiştirildi.
Bu büyüdüğüm yer.
Avustralya'da nerede yetiştin?
Japon yemeği yiyerek büyüdüm.
Meksika yemekleri yiyerek yetiştirildim.
Tom'un doğup büyüdüğü yer neresi?
- Tom 90'larda büyüdü.
- Tom 90'lı yıllarda büyüdü.
- Boston'un doğusunda yetiştirildim.
- Boston'un doğu tarafında yetiştim.
içinde büyüdüğüm ev,
Matsuyama'da doğdum ve büyüdüm.
Tokyo'da doğdum ve yetiştim.
Küçük bir kentte büyüdü.
Tom nerede yetiştiğimi görmek istedi.
Tom Boston'da büyüdüğünü söyledi.
Ben Boston'da doğup büyüdüm.
Tom komünist bir ülkede büyüdü.
İngiltere'de doğdum ve büyüdüm.
Tom bir katolik evde yetiştirildi.
Tom zorlu bir banliyöde büyüdü.
Tom bir çiftlikte büyümedi.
O, Tunus'ta büyüdüğünü söyledi.
Tom'la aynı blokta büyüdük.
Ben kırsalda doğdum ve büyüdüm.
Bir nehrin yakınında büyüdüm.
Senin Boston'da yetiştirildiğini düşündüm.
Tom çok dindar bir ailede büyüdü.
Bu benim büyüdüğüm evdir.
Boston'da doğdum ama Şikago'da yetiştirildim.
Ben Kolombiya'daki Medellin'de doğup büyüdüm ve yaşıyorum.
Bu Tom'un yetiştirildiği evdir.
Burası benim büyüdüğüm semt.
Bu, onun yetiştirildiği evdir.
Teksas'ta küçük şehirlerde büyüdü.
Osaka'da doğdum ama Tokyo'da büyüdüm.
Tom Mary'nin büyüdüğü evi görmek istiyor.
Tom New York Yahudi cemaatinde büyüdü.
Tom Boston'da yetiştirildi.
ama böyle yetişen nesli de TikTok'da görüyoruz
Amerika'da yetişti ama ana dili Japonca.
O, Avustralya'da büyüdü.
Japonya'da büyümüş olmasına rağmen İngilizce'yi akıcı bir şekilde konuşuyor.
O, Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüdü fakat onun ana dili Japonca.
Büyüdüğüm evi hatırlıyorum.
O, Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüdü fakat onun ana dili Japonca.
Kırsalda büyüdüm.
Tom küçük ve sakin bir kasabada büyüdü.
Büyüdüğüm şehirde parkmetre yoktu.
Madem ben büyüdüm,hem arama motor'uyum hemde tarayıcım var
Tom ve Mary birlikte büyüdüler.
İçinde doğduğum ve büyüdüğüm ev budur.
Birlikte büyüdüğüm bütün çocuklar okula gitmeye başlamadan önce yüzebiliyorlardı.
Tom büyük bir şehirde büyüdü.
Tom küçük bir kasabada yetişmesine rağmen Boston'da yaşamaya çalıştı.
- Kırsalda büyüdüm.
- Taşrada büyüdüm.
O bir Amerikalı, ama o Japonya'da doğmuş ve büyümüş olduğu için, oldukça akıcı bir şekilde Japonca konuşabiliyor.