Examples of using "Jenes" in a sentence and their turkish translations:
O araba onun.
O proje yavaş yavaş ilerliyor.
Bu ondan daha küçüktür.
Tom'a o kitabı verdim.
Kaleler ve krallar hakkında konuştuk.
O ülkenin geri kalmışlığı iyi bilinir.
Bu kitap ondan daha küçük.
- Bu araba ötekinden daha iyi bir performansa sahip.
- Bu araba ötekinden daha iyi bir çalışmaya sahip.
Bu top o çocuğun hazinesidir.
Bu bilezik ondan daha pahalı.
O beyaz bina bir hastanedir.
- O çocuğun annesi bir spiker.
- O çocuğun annesi bir sunucu.
O kalın kitabı okudun mu?
O konuda çok konuşuyoruz.
Bu ve şu iki farklı hikayedir.
En kısa sürede o belgenin bir kopyasını istiyorum.
Hangisini tercih edersiniz? Bunu mu yoksa onu mu?
Ben o sohbeti hatırlamıyorum.
Bu kitap ondan da ilginç.
Bu kitap, oradakinden çok daha faydalıdır.
Hangi kitap daha eskidir, bu mu yoksa şu mu?
O elbiseyi bundan daha çok severim.
Bu otel o otelden daha iyi.
O ev bundan çok daha iyi.
Bu ağaç, o arabadan daha yaşlı.
Bu kızın teyzesi bizim evde çalışıyor.
Hem o hem de ben o kulübün üyeleriyiz.
Tom bana resmi kimin yaptığını sordu.
Onun o projeyi ciddiye almasını sağlamak için buradayız.
O elbise ucuz.
O iyi adamın ne asil bir kalbi var!
Bununla karşılaştırınca şu daha iyi.
Hangisi daha kolay, bu kitap mı ya da şu kitap mı?
Görünüşe göre, Tom o albümü piyasaya çıkarmadan önce zaten ünlüydü.
O akşamın kursunda dersi üç kez tekrarladım.
Senin o uçağa bindiğin doğru mu?
Hangisini okumak daha kolaydır, bu kitabı mı yoksa şunu mu?
O ülke, ulusumuzun iç işlerine karıştı.
O bina, odanın diğer tarafından kolayca görülebilir.
Tom o gemide mi?
O elbiseyi buna tercih ederim.
O doktorun hastası olmak istiyorum.
O bana resmi kimin yaptığını sordu.
Neden o binaya girmemize izin verilmediğimizi bulamadık.
Bu kitap o kitap kadar ilginç değil.
Tom o adamın kızıyla adamın işini miras alacağı vaadi ile evlenmeyi kabul etti.
O resim çok güzel, ve bu da.
O gün ne olduğu hakkında konuşabilir miyiz?
Tom ve Mary'nin o evi satın almamaya karar vereceklerini hissediyordum.
Bu kitap onun kadar ağır değil.
Keşke öyle güzel bir elbisem olsa.
Tom dağın diğer tarafında tuhaf bir şey gördüğünü söyledi.