Examples of using "Höchstens" in a sentence and their turkish translations:
O en çok on sekizdir.
Tom en fazla otuzdur.
En fazla, sadece üç saat sürecek.
Onun en fazla 100 doları var.
Bu en iyi ikinci sınıf bir otel.
O, en fazla yirmi yaşındadır.
O, en fazla 18 yaşındadır.
O, en fazla 50 dolar ödeyecek.
En fazla dört gün bekleyebilirim.
Bu 30 dakikadan fazla sürmemeli.
Sadece en fazla 100 dolar ödeyebilirim.
En fazla on pezoya mal olur.
En fazla 20 dolar ödeyecek.
En kötü ihtimalle sadece otuz dakika geç kalmış olacaksın.
Hataların sayısı en fazla ondur.
Onun en fazla 30 olduğunu düşündüm.
En fazla, yolculuk 1,000 dolara mal olacak.
Bu üç dakikadan daha fazla sürmeyecek.
Bu saat en çok on dolar tutar.
Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
Kuşkusuz bu dünyada her erkeğin ve kadının evlenmek için huyu huyuna, suyu suyuna tamamen denk birisi mutlaka vardır; fakat bir insanın sadece birkaç yüz kişiyle tanışma fırsatı bulduğu, bu birkaç yüz kişi içinden belki bir düzinesini yakından tanıdığı, bu bir düzinenin de ancak birkaçıyla dost olduğu göz önüne alınır ve de dünyada milyonlarca insanın yaşadığı hatırda tutulursa kolayca görülür ki dünya yaratıldığından beri doğru erkek doğru kadınla muhtemelen daha hiç karşılaşmamıştır.