Examples of using "Zwanzig" in a sentence and their turkish translations:
Muiriel yirmi yaşındadır.
Muiriel yirmi yaşında.
Ben yirmiyi geçtim.
O yirmili yaşların başlarında.
O yirminin üzerinde.
Onun yirmi çocuğu var.
- Onun yirmi çocuğu var.
- O 20 çocuğa sahiptir.
- Yirmi çocuğu var.
O, yirmili yaşlarının başındadır.
O yirmi yıl sürdü.
Tom yirmi şınav yaptı.
- Tom yirmili yaşlarındadır.
- Tom yirmili yaşlarında.
Yirmi, güzel bir yaştır.
20 yıl önce doğdum.
O yaklaşık yirmi dolardı.
Dört çarpı beş yirmidir.
Toplam olarak yirmi yumurtaya ihtiyacımız var.
O henüz yirmiye girdi.
Yirmi tane kebap ısmarlayalım!
Laurie yirmi yaşındadır.
Yaklaşık 20 kişi yaralandı.
20 avrom kaldı.
Muriel yirmi yaşında.
O yirmi yaşında.
Yirmi kelebek yakaladı.
Ben yirmi yaşındayım.
Seni yirmi dakika içerisinde geri arayabilir miyim?
Sen gidip yirmi kişiye bulaştıracaksın en az
Tren yirmi dakika geç kaldı.
O, en fazla yirmi yaşındadır.
- 20 yıldır evliler.
- Yirmi yıldır evliler.
Bir günde yirmi mil yürüdü.
Günde yirmi mil yürürüm.
O, günde 20 dolar kazanır.
Bana hala yirmi dolar borçlusun.
Annem yirmi yaşında evlendi.
Yirmi dolarımı geri istiyorum.
Kedi yirmi günlüktür.
O, bu romanı yirmi yaşında yazdı.
Yirmi yıl uzun bir süre.
Yirmi dolar yüz kırk yuan eder.
O çocuk yirmiye kadar sayabilir.
Peşinat 20 avro’dur.
Her hafta yirmi kitap okur.
Seni yirmi dakika içerisinde geri arayabilir miyim?
Tren saatte 20 mil yol alır.
Yirmi dakika içinde tekrar arayacağım.
Turnuvaya yirmi takım girdi.
O yirmi yaşında, bir öğretmen oldu.
Ailem yirmi yıldır burada yaşıyor.
Henüz 20 yaşında değilim.
O, ruj için 20 dolar ödedi.
Bu doğru parçasını 20 eşit parçaya bölün.
Sizi yirmi dakika içinde arayabilir miyim
Bu doğruyu 20 eşit parçaya bölün.
Her 20 dakikada bir otobüs var.
Yirmi yıldır konuşmuyorlar.
Yirmiden fazla erkek çocuğu oraya gitti.
O şair 20 yıldan biraz fazla burada yaşadı.
Yirmi öğrenciden sadece biri kitabı okudu.
Polis seni yirmi yıl boyunca parmaklıkların arkasına koyacak.
O yirmi bir yirmi daha bulaştırdığı zaman
Bu kitabı yirmi yaşında yazdı.
O yirmi yıldır dış ticaretle uğraşıyor.
Yaklaşık 20 dakikada makyaj yaptı.
Sınıfımızda yirmi beş erkek ve yirmi kız var.
Bu raketi yüzde 20 indirimli aldım.
Kesinlikle. Yirmi dakika içinde geri döneceğim.
O bu kitabı yirmi yaşındayken yazdı.
Giants, maçı 20 puanla kaybetti.
Bu, yirmi yıl içinde en soğuk kıştı.
Burada yirmi aile yaşar.
Otobüsler 20 dakikalık aralıklarla çalışıyor.
- Bir sonraki otobüsü yirmi dakika beklemek zorunda kaldım.
- Bir sonraki otobüsü mecburen yirmi dakika bekledim.
- Bir sonraki otobüs için yirmi dakika beklemem gerekti.
"Saat kaç?" "Saat 3.20."
Nüfusun yüzde 20'den fazlasının kendi arabası var.
Tom yirmi yıldır emekli.
- Yirmi öğrenciden sadece bir tanesi kitabı okumuş.
- Yirmi öğrenciden sadece bir tanesi kitabı okumuştu.
Bu toplantı odası, yirmi işçi için yeterince büyük değil.
O yirmi yaşındayken yedi dil konuşabiliyordu.
O yirmi yaşındayken, yedi dil konuşabiliyordu.
Yirmi saatten daha az bir sürede yolculuğu tamamladı.
Tom yirmi yaşına kadar trombon çalmaya başlamadı.
"Saat kaç?" "Üçü yirmi geçiyor."
Onunla yirmi yıldan daha fazla süredir samimiyim.
Bir günde yirmi mil yürüdü.
Üniversite yirmi yıl önce onun babası tarafından kuruldu.
O her hafta yirmi kadar çok sayıda kitap okur.
On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.
Onun kitabı 20 milyondan fazla sattı.
Muiriel şimdi 20.
O, yirmi yaşında olduğunu söyledi, gerçek değildi.