Translation of "Gürtel" in Turkish

Tom trägt keinen Gürtel.

Tom bir kemer takmıyor.

Der Gürtel ist braun.

Kemer kahverengidir.

Sie trägt einen Gürtel.

O bir korse giyiyor.

Dieser Gürtel sitzt zu eng.

Bu kemer bana çok sıkı biçimde geliyor.

Ich muss den Gürtel enger schnallen.

Ben kemerimi sıkmak zorundayım.

Ich mag den mit dem weißen Gürtel.

Beyaz kemerli olanı seviyorum.

Tom hat den schwarzen Gürtel im T’aekwŏndo.

Tom'un tekvandoda siyah kemeri var.

Tom fragte mich, wo ich meinen Gürtel gekauft habe.

Tom bana kemerimi nereden aldığımı sordu.

- Der rote Gürtel lässt ihr rotes Kleid noch besser aussehen.
- Der rote Gürtel bringt ihr rotes Kleid noch mehr zur Geltung.

Kırmızı kemer onu siyah kıyafetini daha da iyi görünmesini sağlar.

Wenn Sex eine Kampfkunst wäre, hätte ich einen schwarzen Gürtel.

Seks bir dövüş sanatı olsaydı, siyah kuşağım olurdu.

Sie trug einen rosa Gürtel, der genauso teuer wie hässlich war.

Pahalı olduğu kadar berbat pembe bir kemer takıyordu.

Wie der Gürtel, den wir gerade erwähnt haben. Viele andere Stärkungsstudien wie

az önce de bahsetmiştik kemer gibi. Bunun gibi daha birçok güçlendirme çalışması yapıldı

- Ich trage den schwarzen Gürtel im Karate.
- Ich bin ein Karate-Schwarzgurt.

Ben karatede siyah kuşağım.