Examples of using "Fremder" in a sentence and their turkish translations:
Selamlar, yabancı.
Toplantı odasında bir yabancı var.
Tom bir yabancı değil.
Tom bir yabancı.
Ben bir yabancıydım.
Binaya bir yabancı girdi.
Bir yabancı beni kolumdan yakaladı.
Yabancıların gözyaşları sadece sudur.
O benim için tam bir yabancıdır.
- Otobüste bir yabancı benimle konuştu.
- Bir yabancı, otobüste benimle konuştu.
Tuhaf bir adam bize doğru geldi.
Tom benim için tam bir yabancı.
Bana sanki bir yabancıymışım gibi davranıyor.
Kapıda tuhaf bir adam var.
Tom burada bir yabancıdır.
Yabancı biri yanıma geldi ve yolu sordu.
Bir yabancı henüz tanışmadığın bir arkadaştır.
Garip bir adam bana geldi ve para istedi.
Bir yabancı, sadece sizin henüz tanışmadığınız bir arkadaştır.
ama elin yabancısı yapınca da vay efendim kaka vay efendim kötü
Bir yabancı kıza babasının evde mi ya da ofisinde mi olup olmadığını sordu.
O bana sanki bir yabancıymışım gibi davranır.
Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.
O parkta idi, bir yabancı geldiğinde salıncakta oynuyordu, ve o, ona karamelini önerdi.
Ben onun babası olduğunu düşündüğüm adam tam bir yabancı olduğunu kanıtladı.