Translation of "Entführer" in Turkish

0.030 sec.

Examples of using "Entführer" in a sentence and their turkish translations:

Die Entführer machten keine Anstalten, aufzugeben.

Çocuk hırsızları vazgeçtiklerine dair hiçbir belirti göstermediler.

Die Entführer verbanden Tom die Augen.

Çocuk hırsızları Tom'un gözünü bağladı.

Tom wusste, wer die Entführer waren.

Tom çocuk hırsızlarının kim olduğunu biliyordu.

Die Entführer fesselten Toms Hände hinter seinem Rücken.

Çocuk hırsızları Tom'un ellerini arkasından bağladılar.

Einer der Entführer befindet sich in polizeilichem Gewahrsam.

Polis, kaçıranlardan birini gözaltında tutuyor.

Die Entführer knebelten Tom und sperrten ihn in einen Schrank.

Çocuk hırsızları Tom'un ağzını tıkadılar ve onu bir dolaba kilitlediler.

Die Entführer banden mir die Hände hinter dem Rücken zusammen.

Kaçıranlar arkamdan ellerimi bağladılar.

Der Entführer drohte mir, dass er Tom umbrächte, käme ich nicht allein.

Çocuk kaçıran yalnız gelmezsem Tom'u öldüreceğini söyledi.

Tom beschaffte eine Million Dollar in unmarkierten, gebrauchten Scheinen, wie ihm die Entführer aufgetragen hatten.

Çocuk hırsızlarının ona yapmasını söyledikleri gibi Tom işaretlenmemiş, kullanılmış paralar halinde bir milyon dolar topladı.

Es gelang Tom, aus dem Raume zu entfliehen, in den ihn seine Entführer eingeschlossen hatten.

Tom onu kaçıranların kilitli tuttuğu odadan kaçmayı başardı.