Examples of using "Eindruck" in a sentence and their turkish translations:
O senin izlenimin mi?
Görünüşlerin seni aldatmasına izin verme.
O bir izlenim bıraktı.
Tom hakkındaki izlenimin nedir?
Çin hakkında ne izlenimin var?
Tom hoş görünüyor.
Tom kafası karışmış görünüyordu.
İlk izlenimler genellikle yanıltıcı olabilir.
Tom zeki görünüyor.
Kafan karışmış görünüyorsun.
İlk izlenimler önemlidir.
Tom bıkkın gibi görünüyordu.
Tom iyi bir ilk izlenim vermedi.
Kız hasta görünüyordu.
Tom kötü bir izlenim bıraktı.
- Bunu nasıl buluyorsun?
- Bu sende nasıl bir izlenim bıraktı?
O çok güzel görünüyordu.
O çok güzel görünüyordu.
Çok iyi bir adam gibi görünüyor.
Amerika izleniminiz nedir?
O yeterince dürüst görünüyor.
Tom bile kızgın görünüyordu.
Tom meşgul görünüyor muydu?
Tom gerçekten sinirli görünüyordu.
O iyi bir etki yaptı.
Tom iyi bir izlenim bıraktı.
Tom biraz sıkılmış görünüyordu.
Köpek mutlu görünüyor.
Köpekler mutlu gözüküyorlar.
Tom'un köpeği mutlu görünüyor.
Londra ile ilgili ilk izlenimin neydi?
İyi bir izlenim bırakacağından eminim.
İyi bir ilk izlenim bırakmak istedim.
Benimle ilgili ilk izlenimin neydi?
Biz iyi bir ilk izlenim yapmalıyız.
Onun konuşması benim üzerimde iyi bir izlenim bıraktı.
Tom burada olmak istemiyor gibi görünüyor.
Onlar şaşkın görünüyorlar.
Tom mutlu olmadığı izlenimini verdi.
Alplerin manzarası bende kalıcı bir izlenim bıraktı.
Birleşik Devletlerle ilgili izlenimin nedir?
Onun raporu gerçek görünmüyor.
Onun sırrı bildiğine dair izlenimim var.
Bu kitap onun üzerinde kalıcı bir izlenim bıraktı.
Benim genel izlenimim onun çok iyi olduğu yönünde.
Fransızcamın geliştiğine dair içimde bir his var.
Tom Mary'nin sarhoş göründüğünü söyledi.
Benim hakkımda yanlış bir izlenim almanızı istemem.
Bizim politikacılarımızın hepsinin çok yaşlı oldukları izlenimine katılıyor musun?
Benim ilk izlenimim onun anlayışlı bir politikacı olduğu yönünde.
Tom ve Mary'nin ikisi de son derece mutlu görünüyor.
Doğruyu söylemediğin kanısındayım.
Zengin görünmek istiyorum.
O önce iyi bir adam gibi görünüyordu.
Tom başlangıçta kibar bir adam gibi görünüyordu.
Tom'un mükemmel ahlakı, Meryem'in anne babasında büyük bir intiba bıraktı.
Herkes bir iz bırakmak ister.
Senin ve benim çok ortak yönümüz olduğuna dair içimde bir his var.
Tom meşgul görünüyor muydu?
Hikayenin ona yanlış bir izlenim vereceğinden korkuyorum.
- Sana o izlenimi vermeyi amaçlamamıştım.
- Sana o izlenimi vermek istememiştim.
Tom'un sana aşık olduğu hissine kapılıyorum.
- Tom ilgileniyor gibi görünüyordu.
- Tom ilgilenmiş gibi duruyordu.
- Tom ilgileniyor gibiydi.
İçimde onunla daha önce karşılaştığım hissine sahibim.
O kasaba müreffeh görünüyordu.
Tom sana iyi görünüyor muydu?
Tom'un Fransızca konuşmayı gerçekten bilmediğine dair içimde bir his var.
Tom genç bayanı etkilemekte başarısız oldu.
O her şeye açık bir kişi izlenimi bıraktı.
Bu kitap ilginç görünüyor.
O gerçekten sinirli görünüyordu.
Biz nasıl görünüyoruz?
Tom kesinlikle yarın orada olmayı planlamadığı izlenimini verdi.
Mutlu bir aile gibi gözüküyorlar.
-O reklam güçlü bir izlenim bırakıyor-Özellikle müzik.O, kafanın içinde kalıyor.
- Tom epey heyecanlı görünüyordu.
- Tom oldukça heyecanlanmış gibiydi.
Tom bugün meşgul görünüyor.
Şaşkın görünüyorsun.
Onun sırrı bildiğine dair bir izlenimim var.
Bence alayınız dibek dövücünün hınk deyicilerisiniz.
Endişelenme. İlk bakışta korkutucu gözükebilir, ama aslında çok arkadaş canlısı bir insandır.
Senin geçmiş deneyimini bilmeyen biri senin bir yerli konuşmacı gibi konuştuğunu söylerse, bu senin bir yerli konuşmacı olmadığını onlara fark ettiren konuşman hakkında muhtemelen bir şey fark ettiği anlamına gelir.Yani, senin gerçekten yerli konuşmacı gibi konuşmadığını.