Translation of "Bellt" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Bellt" in a sentence and their turkish translations:

- Der Hund bellt.
- Ein Hund bellt.

- Bir köpek havlıyor.
- Köpek havlıyor.

- Da bellt ein Hund.
- Ein Hund bellt.

Bir köpek havlıyor.

Ein Hund bellt. Ein Wolf bellt nicht.

Köpek havlar. Kurt havlamaz.

Meine Katze bellt.

Benim kedim havlıyor.

Der Hund bellt.

Köpek havlıyor.

Ein Hund bellt.

Bir köpek havlıyor.

- Der Hund meiner Nachbarin bellt.
- Der Hund meines Nachbarn bellt.

Komşumun köpeği havlıyor.

Da bellt ein Hund.

Şurada bir köpek havlıyor.

Der Hund bellt Tom an.

Köpek Tom'a havlıyor.

Ein Hund bellt Fremde an.

Bir köpek yabancılara havlar.

Sein Hund bellt mich an.

Onun köpeği bana havlar.

Jetzt bellt gerade ein Hund.

Şimdi bir köpek havlıyor.

Der Hund meines Nachbarn bellt.

Komşumun köpeği havlıyor.

Der Hund bellt mich immer an.

Köpek her zaman bana havlar.

Der Hund von nebenan bellt immer.

Bitişikteki köpek her zaman havlıyor.

Dieser Hund bellt alle Unbekannten an.

Bu köpek tanımadığı herkese havlar.

Er bellt zwar, beißt aber nicht.

O çok konuşur ama iş yapmaz.

Mein Hund bellt die ganze Zeit.

Köpeğim her zaman havlar.

Der Hund des Nachbarn bellt dauernd.

Komşunun köpeği sürekli havlıyor.

Der Hund bellt alle fremden Leute an.

Köpek tüm yabancılara havlar.

Ein kluger Hund bellt nie ohne Grund.

Akıllı bir köpek asla nedensiz bağırmaz.

Mein Hund bellt den Briefträger immer an.

Köpeğim her zaman postacıya havlar.

Manchmal bellt mein Hund mitten in der Nacht.

Bazen köpeğim gece yarısında havlar.

Den Hund, der bellt, braucht man nicht zu fürchten, wohl aber den, der leise ist und mit dem Schwanze wedelt.

Havlayan köpekten korkmayın, ama sessiz olan ve kuyruğunu sallayan köpekten korkun.