Examples of using "„gelegenheit“" in a sentence and their turkish translations:
O, fırsattan yararlandı.
Bu fırsatı kaçırmayın.
Fırsatın kaçmasına izin verme.
Bu fırsatı iyi kullanın.
Bana bir fırsat ver!
Fırsattan yararlanmalısın.
Bu fırsatı değerlendirmelisin.
Artık onu yapmak için bir fırsatın var.
Her fırsatta yazarım.
Fırsat hiç kimseyi beklemez.
O iyi bir fırsattı.
Mükemmel bir fırsat!
Bu, bir ömür boyu süren fırsattır.
Fırsattan tam olarak faydalandı.
Bu şansı boşa harcamayalım.
Sadece şansımı yakalamadım.
Tom fırsata atladı.
Bana bir açıklama şansı ver.
Bu fırsatın kayıp gitmesine izin verme!
Kaçırılmış bir fırsat asla geri gelmez.
- Bu fırsatın kaçmasına izin vermeyin.
- Bu fırsatı kaçırmayın.
Bu fırsattan yararlanmak istiyorum.
O her fırsatı kullandı.
Fırsata balıklama atlayacağını düşündüm.
Almanca konuşmak için çok az fırsatımız var.
Babam boş olduğunda balık tutmaya gider.
Onu iyi bir fırsat olarak kullandım.
Tom terfi fırsatını kaçırdı.
Bu inanılmaz fırsatı kaçırma.
Kendimi ona tanıtmak için bir fırsatım olmadı.
Böylesine iyi bir fırsatın kaçmasına izin verme.
Bu birbirlerini tanımak için iyi bir fırsattır.
Tom'un Boston'a seyahat etme şansı vardı.
Fırsatı her iki elle de değerlendirmelisin.
Esperantomu geliştirmek için her fırsatı kullandım.
İlk fırsatta onu göreceğim.
Yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak için bir fırsat istiyorum.
Altın bir fırsatı kaçırdım.
Tom yakaladığı her fırsatta Fransızca konuşmayı pratik yapar.
Vedalaşma şansım olmadı.
Tom ne zaman bir fırsatı olsa oraya gider.
Onu ilk fırsatta yapacağım.
Tom'la konuşmak için bir şans yakaladın mı?
Uygun bir fırsat varsa, sizi onunla tanıştıracağım.
Tom'un bir şansı yoktu.
Onu yenme fırsatını kaçırdım.
Bu fırsattan yararlansanız iyi olur.
Müzeyi ziyaret etme fırsatından yararlandı.
İngilizceyi pratik yapmak için her fırsatı kullandı.
Tom'la konuşma fırsatın oldu mu?
İlk fırsatta onunla konuşacağım.
Başka bir durum için onu ayıralım.
Benim birçok arkadaşlarla konuşmak için bol bol vaktim vardı.
Sen tekneyi kaçırdın.
Asla Tom'la konuşma şansım olmadı.
Paris'i bir sefer görme şansım oldu.
İngilizcemi geliştirmem için her fırsattan yararlandım.
Ne yazık ki kaleyi görme şansım yoktu.
Tom'un doğru şeyi yapmak için pek çok şansı vardı.
Bunu kullanma fırsatım hiç olmadı.
Geçen yaz Londra'yı ziyaret etme fırsatım vardı.
İtalyan yemeği yeme fırsatını asla kaçırmam.
Lütfen bu durumda birkaç söz söylememe izin ver.
Çabucak karar vermezsen, fırsat kaybedilecek.
Fırsatını bulduğunda bu filmi izlemelisin.
Henüz filmi görme fırsatım olmadı.
O filmi izleme fırsatım olmadı.
Bunun Fransızcanı geliştirmen için bir fırsat olacağını düşündüm.
Maalesef, onunla hiç tanışma şansım olmadı.
Bulduğum her fırsatta suşi yerim.
Fırsatını bulur bulmaz ayrıldım.
Ben müzeyi ziyaret etme fırsatını elde ettim.
Fırsat bulur bulmaz, bir ziyarete geleceğim.
Sanırım bu fırsatı kaçıramam.
Fırsatım varken Tom'a sormalıydım.
Fırsatın varken beni öldürmeliydin.
Herhangi sorularınız varsa, şimdi sorma zamanıdır.
Dün gece bir meteor yağmuru görmek için iyi bir fırsat sağladı.
Şansım varken ona sormam gerekirdi.
eline bir fırsat geçtiğinde herkesten teker teker intikamını alıyordu
Bu seçimi neden yaptığımı açıklamak için bir şans istiyorum.
Onun her vesileyle büyük konuşmasından nefret ediyorum.
Kötümserler her fırsatta felaketler bulurken iyimserler afetlerde fırsatlar görürler.
Tom Mary'nin ona verdiği fırsattan yararlanmanın iyi bir fikir olduğunu düşündü.
Şansım varken onu öpmem gerekirdi.
ve onu çok sevdiğimi söyleyecek şansım olmamıştı.
Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın.
Onun sadakatsizliğini asla affetmedi ve her fırsatta bunu onun başına kaktı.
O bunun kaçırılmayacak kadar çok iyi bir fırsat olduğunu hissetti.
Ben işbirliğinizden dolayı hepinize teşekkür etmek için bu fırsattan yararlanmak istiyorum.
böyle bir şey yapmaları için para teklif ediliyor, onlar da bu fırsatı değerlendiriyorlar.
Hiçbir zaman savaşın belirleyici savaş alanlarında kendini kanıtlama fırsatı bulamadı.
Fırsatımız varken Tom'u ziyaret etmememiz ne kötü.
Bir gün, Malezya'nın tüm çocukları mükemmel bir eğitime ulaşma şansına sahip olacak.