Translation of "Zoo" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Zoo" in a sentence and their turkish translations:

- Elle l'emmena au zoo.
- Elle l'a emmené au zoo.

O onu hayvanat bahçesine götürdü.

- Ils sont allés au zoo.
- Elles sont allées au zoo.

Onlar hayvanat bahçesine gittiler.

- Je suis allé au zoo.
- Je suis allée au zoo.

Hayvanat bahçesine gittim.

- Nous sommes allés au zoo.
- Nous sommes allées au zoo.

Hayvanat bahçesine gittik.

- Plusieurs animaux s'échappèrent du zoo.
- Plusieurs animaux se sont échappés du zoo.

Hayvanat bahçesinden birkaç hayvan kaçtı.

- Elle se rendit au zoo avec lui.
- Elle s'est rendue au zoo avec lui.
- Elle alla au zoo avec lui.
- Elle est allée au zoo avec lui.

O, onunla birlikte hayvanat bahçesine gitti.

Je suis allé au zoo.

Hayvanat bahçesine gittim.

Je travaille dans un zoo.

Bir hayvanat bahçesinde çalışıyorum.

Je veux aller au zoo.

Hayvanat bahçesine gitmek istiyorum.

- Est-ce que tu veux aller au zoo ?
- Souhaitez-vous aller au zoo ?

Hayvanat bahçesine gitmek istiyor musun?

- Mon père nous a emmenés au zoo.
- Mon père nous a emmenées au zoo.

Babam bizi hayvanat bahçesine götürdü.

L'éléphant a été amené au zoo.

Fil, hayvanat bahçesine getirildi.

Il nous a emmenés au zoo.

O bizi hayvanat bahçesine götürdü.

Je suis allée au zoo hier.

Dün hayvanat bahçesine gittim.

Le zoo est fermé le lundi.

Hayvanat bahçesi pazartesi günleri kapalıdır.

J'ai vu une autruche au zoo.

Hayvanat bahçesinde bir devekuşu gördüm.

Le zoo n'est pas loin d'ici.

Hayvanat bahçesi buradan uzakta değil.

- Elle suggéra que je l'emmène au zoo.
- Elle a suggéré que je l'emmène au zoo.

O, onu hayvanat bahçesine götürmemi önerdi.

- Je suis allé au zoo avec ma sœur.
- Je suis allée au zoo avec ma sœur.

Kız kardeşimle hayvanat bahçesine gittim.

Cette petite maison est devenue un zoo,

Bu ufak ev;

Le garçon n'est jamais allé au zoo.

Çocuk hayvanat bahçesinde hiç bulunmadı.

Il emmène souvent ses enfants au zoo.

Çocuklarını sık sık hayvanat bahçesine götürür.

Pourriez-vous m'indiquer le chemin du zoo ?

Bana hayvanat bahçesine giden yolu söyleyebilir misin?

Jimmy m'a supplié de l'emmener au zoo.

Jimmy onu hayvanat bahçesi götürmem için bana yalvardı.

Les tigres se sont enfuis du zoo.

Kaplanlar hayvanat bahçesinden kaçtı.

L'un des tigres s'est échappé du zoo.

Kaplanlardan biri hayvanat bahçesinden kaçtı.

Le zoo est fermé tous les lundis.

Hayvanat bahçesi her pazartesi kapalı.

Nous avons vu des singes au zoo.

Hayvanat bahçesinde maymunlar gördük.

Nous avons vu le singe au zoo.

Hayvanat bahçesindeki maymunu gördüm.

Comment puis-je me rendre au zoo ?

Hayvanat bahçesine nasıl gidebilirim?

Tom m'a demandé d'emmener Mary au zoo.

Tom, Mary'yi hayvanat bahçesine götürmemi istedi.

Un grand animal s'est échappé du zoo.

- Büyük bir hayvan hayvanat bahçesinden kaçtı.
- Büyük bir hayvan, hayvanat bahçesinden kaçtı.

Ils ont même vendu les animaux du zoo.

hayvanat bahçesindeki hayvanları bile sattılar.

La fille insista pour qu'on l'amène au zoo.

Kız hayvanat bahçesine götürülme konusunda ısrar etti.

Y a-t-il un zoo à Boston ?

Boston'da bir hayvanat bahçesi var mıdır?

Hier ils sont allés au zoo en bus.

Dün otobüsle hayvanat bahçesine gittiler.

J'emmène mon fils au zoo cet après-midi.

Bu öğleden sonra oğlumu hayvanat bahçesine götüreceğim.

Le zoo était fermé le jour de Noël.

Hayvanat bahçesi Noel günü kapalıydı.

Ma sœur a emmené les enfants au zoo.

Kız kardeşim çocukları hayvanat bahçesine götürdü.

Jimmy insista pour que je l'amène au zoo.

Jimmy benim onu hayvanat bahçesine götürmem konusunda ısrar etti.

Bill a amené son petit frère au zoo.

Bill, küçük erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

Est-ce le bus qui va au zoo ?

Hayvanat bahçesine giden otobüs bu mu?

Comment puis-je aller au zoo à partir ici ?

Buradan hayvanat bahçesine nasıl gidebilirim?

Y a-t-il un zoo dans le parc ?

Parkta bir hayvanat bahçesi var mı?

Y a-t-il un zoo dans le parc?

Park içinde bir hayvanat bahçesi var mı?

Aimerais-tu mieux aller au zoo ou au cinéma ?

Hayvanat bahçesine gitmeyi mi yoksa sinemaya gitmeyi mi tercih edersin?

Je n'avais jamais vu de girafe avant d'aller au zoo.

Hayvanat bahçesini ziyaret edinceye kadar bir zürafa görmemiştim.

Il y a un musée juste au nord du zoo.

Hayvanat bahçesinin hemen kuzeyinde bir müze var.

J'étais au zoo avec mes enfants et le téléphone sonnait constamment.

Çocuklarımla hayvanat bahçesindeydim ve telefonum durmadan çalmaya başladı.

Il fut au zoo en deux ou trois minutes de marche.

Birkaç dakikalık yürüyüş onu hayvanat bahçesine getirdi.

Est-ce que tu voudrais aller au zoo cet après-midi ?

Bu öğleden sonra hayvanat bahçesine gitmek ister misin?

C’était quand la dernière fois que tu es allé au zoo?

Son kez ne zaman bir hayvanat bahçesine gittin?

Samedi dernier, ma famille est allée au zoo pour voir les pandas.

Geçen Cumartesi, ailem pandaları görmek için hayvanat bahçesine gitti.

Dimanche dernier, ma famille est allée au zoo pour voir des pandas.

Geçen pazar ailem pandaları görmek için hayvanat bahçesine gitti.

Tom et Mary ont séché les cours et sont allés au zoo.

Tom ve Mary okullarını astılar ve hayvanat bahçesine gittiler.

Au cours du siège, des animaux du zoo finissaient fréquemment sur les menus des restaurants.

Kuşatma sırasında, hayvanat bahçesi hayvanları düzenli olarak restoran menülerine düştüler.

- Il y a un magasin dans ce zoo ?
- Y a-t-il un magasin dans ce zoo ?

Bu hayvanat bahçesinde bir dükkan var mı?

Le journal raconte qu'un lion s'est échappé du zoo et qu'il pourrait, à présent, être dans n'importe quelle partie de la ville.

Gazete, bir aslanın hayvanat bahçesinden kaçtığını ve artık şehrin herhangi bir yerinde olabileceğini söyledi.