Examples of using "Vraie" in a sentence and their turkish translations:
Hikaye gerçek görünüyor.
O gerçek bir dedikoducu.
- Hikaye gerçek görünüyor.
- Hikaye gerçek gibi görünüyor.
- Onun hikayesi gerçek görünüyor.
- Hikayesi kulağa doğru geliyor.
- Hikayesi kulağa gerçek geliyor.
Sen tam bir harabesin.
Yani toksinden arınma süreci gibi.
Onun hikayesi doğrudur.
O bir müzmin dedikoducu.
Bu cümle doğru.
O, gerçek bir kişi.
Bu gerçek bir hikaye.
Bu gerçek bir endişe.
Bu gerçek bir sürpriz.
Bu hikaye gerçek.
Söylenti doğrudur.
Söylenti doğru değildir.
- Onun hikayesi gerçek mi?
- Onun hikayesi doğru mudur?
Ben tam bir enkazım.
Onun hikayesi doğru muydu.
Onun hikayesi gerçek olmalı.
O gerçek bir sarışın mı?
Bu gerçek bir kelepir.
Önceki cümle doğru.
Bana gerçek bir hikaye anlat.
Hikaye gerçek olamaz.
Söylentinin gerçek olduğu çıktı.
Hikayenin gerçek olduğuna inanıyor.
Asıl anormallik şurada karşımıza çıkıyor bizim
Açıkça, söylenti doğru değildir.
Hikayenin bir bölümü doğrudur.
Onun kız kardeşi, gerçek bir güzelliktir.
O hikaye gerçek olamaz.
O hikaye doğru olamaz.
- Bence hikaye doğru.
- Hikayenin doğru olduğunu düşünüyorum.
Söylenti gerçek olamaz.
Söylenti gerçek oldu.
Söylenti bir dereceye kadar doğru.
Belle'in hikâyesi doğru bile olsa
Bu bir hikâye ise doğru mu?
bir kitabın olmak zorunda değil.
mimar olmamın temelinde,
fakat asıl ilginçlik şurda başlıyor
Görünüşe göre onun durumu gerçekti.
Oyun gerçek bir hikayeye dayalıdır.
- Sanırım söylenti gerçek.
- Söylentinin gerçek olduğunu düşünüyorum.
Hikâyesi doğru olmayabilir.
Onun hikayesi doğru olamaz.
Tom, hikâyenin doğru olmadığını biliyordu.
Bu teori Japonya'nın gerçeğidir.
Onun hikayesinin bir kısmı doğrudur.
Söylenti gerçek çıktı.
asıl sihir kağıt üzerinde olmuyor.
şaka bir yana tabi ki de gerçek yöntem
Bu şeftali bir sanat eseridir.
Gerçek bir aşk hikayesi asla bitmez.
Bu hikaye gerçek bir hikayeye dayanıyor.
Mary gerçek bir sarışın mı?
Bu söylentinin doğru olup olmadığını merak ediyorum.
O hikaye gerçek olmak için çok olağanüstü.
- "A B ye eşittir" " Eğer ve sadece B gerçekse A doğrudur". ile aynı anlamı vardır.
- "A, B'ye eşittir" önermesi, "Eğer ve yalnızca eğer B doğruysa A doğrudur" ile aynı anlama gelmektedir.
Fakat gerçek uzmanlık bulguda bulunur.
Yakın dövüşte Gerçek Haç Müslümanlara düşer eller.
daha iyi bir duygusal çevikliğe ihtiyacımız var.
Öyleyse hikayenin bu kısmı en azından doğruydu ...
O gerçek bir güzellik.
Gerçek hayatla ilgisi yok.
Hikayesinin doğru olduğunu sanmıyorum.
Hikaye doğru. Yalnızca isimler değiştirildi.
Gerçek bir arkadaşlık paradan daha değerlidir.
Onun hikayesinin gerçek olup olmadığını merak ettim.
Seninle gerçek hayatta buluşmak harikaydı.
Tek gerçek bilim, gerçeklerin bilgisidir.
O adam gerçek bir rüzgar gülü: O sürekli fikrini değiştirir.
Krizden sonra bazı açılardan gerçek bir fırsat kaçtı.
Sonra, gerçek hayatta mümkün olduğu kadar hızlı tanışmak istedim,
Onun hikayesi doğru muydu?
Onun hikayesi gerçek olamaz. O sık sık yalan söyler.
Hiçbiri doğru değil.
"Hikayesi doğru mu?" "Korkarım değil."
Veri, teorinin doğruluğuna olan inancımızı arttırıyor mu?
Onun hikayesinin gerçek olduğu çıktı.
Onun gerçek arkadaşları yok.
Bu teklif gerçek olamayacak kadar çok iyi görünüyor. Bit yeniği nedir.
Fakat sömürgecilik öncesi Filipin kadınlarının asıl gücü,
bunu sahiden yerine getirmeleri için gerçek bir etki, değişim
iklimin aslında insan sağlığıyla ilgili olduğunu yeni bir çerçeveye oturtabiliriz
peki gerçek hayatta hiç mi böyle bir şey yoktu
Aşağıdaki cümle doğrudur. Önceki cümle yanlış.
Bu iyi bir hikaye. Tek sorun doğru olmamasıdır.