Examples of using "Rend" in a sentence and their turkish translations:
Aşk seni kör yapıyor.
Bu beni çileden çıkarıyor.
O beni çıldırtıyor.
O beni çıldırtıyor.
O beni deli ediyor.
Tom beni deli eder.
O, beni çıldırtıyor.
O beni sinirlendiriyor.
Tom beni deli ediyor.
Bu beni deli ediyor.
İyi şans bizi kibirlendirir, kötü şans ise bilgeleştirir.
Tehlike sessiz yapar.
Bu beni üzgün hissettiriyor.
Aşk kör eder.
Senin kedin beni deli ediyor.
O seni üzer mi?
O beni çok mutlu ediyor.
Bu beni çok mutlu ediyor.
Seni mutlu eden beni mutlu eder.
Bu beni çok mutlu eder.
Seni mutlu kılan nedir?
Bu gerçekten seni mutlu eder mi?
O her zaman oraya gider mi?
O, beni sinirlendiriyor.
O, beni deli ediyor.
Okuma beni mutlu eder.
Bu beni hasta ediyor.
O beni mutlu ediyor.
Bu beni deli ediyor.
Bu beni hasta ediyor.
O beni mutlu ediyor.
Beni üzüyor.
Çalışmak özgür kılar.
Bu beni üzüyor.
Tehlike suskun yapar.
Bu beni nostaljik yapıyor.
Tom beni çıldırtıyor.
Gülüşün beni hep mutlu ediyor.
- Savaş hiç kimseyi mutlu etmez.
- Savaş kimseyi mutlu etmez.
İnanç her şeyi mümkün kılar....aşk her şeyi kolaylaştırır.
Beni sinirlendiren bu.
O, beni deli eden bir şey.
Genelde bununla birlikte hasta oluyoruz.
Ama sonra fark ediyorsun ki
Süt bizi güçlendirir.
O, bazen beni görmeye gelir.
O, annesini mutlu ediyor.
Tom'u hiçbir şey mutlu etmez.
O beni çok mutlu ediyor.
Kimse beni takdir etmiyor.
Kızım beni deli ediyor.
Bu kız beni deli ediyor.
Şu çocuk beni deli ediyor.
Onun sorusu beni şaşırtıyor.
Bu müzik beni hasta ediyor.
- O beni tamamen sinir ediyor.
- O tamamen beni çıldırtıyor.
Şu kız beni çıldırtıyor.
Kamuda konuşmak beni geriyor.
Annem sabahleyin hastaneye gider.
O bunu çok zor yapan şey.
Bunu özel yapan ne?
O, otobüsle okula gider mi?
Anlayacağınız, oldukça etkili.
Toprağı bir sünger gibi yapar.
Bu resim uzaktan daha iyi görünüyor.
Onun varlığında ben her zaman sinirlenirim.
Savaş kimseyi mutlu etmez.
O, okula nasıl gider?
Tom sık sık Boston'a gider.
Ben onu duyduğuma üzüldüm.
Tom herkesi sinirlendirir.
Beni hasta eden bu.
O, nadiren sinemalara gider.
Tom herkesi çıldırtır.
Müzik yaşamımızı mutlu eder.
Artık kimse bizi ziyaret etmeye gelmiyor.
- Sevgi, yaşamı kolaylaştırıyor.
- Aşk, hayatı daha çekilir kılıyor.
Para mutlaka sizi mutlu etmez.
Tüm dünya bi haber.
Bu ultraviyole ışık altında fosforlu görünmelerini sağlar.
ama onları bu kadar cesur kılan nedir?
Bu yüzden onları bulmak epey zor.
Seni o kadar üzen nedir?
Her yıl denizaşırı ülkelere gider.
O sizinle karşılaşmak için hevesliydi.
O beni mutlu ediyor.
Ah! Babam Çin'e gidiyor.
Neden aşk bizi bu kadar mutlu eder?
O bunu çok zor yapan şey.
Onu bu kadar eşsiz yapan nedir?
Bu otobüs müzeye gider mi?
O, ofise arabayla gider.