Examples of using "Personnalité" in a sentence and their turkish translations:
Kişiliğini beğeniyorum.
Sıkı çalışmam, kişiliğim,
- O, sosyetenin renkli bir siması.
- O bir sosyete.
Tom dinamik bir kişiliğe sahiptir.
Onun güçlü bir kişiliği vardır.
O bir çift kişiliğe sahiptir.
Mary güçlü bir kişiliğe sahiptir.
Onun ilgi çekici bir kişiliği var.
Onun harika bir kişiliği var.
İtaakatkâr bir kişiliği var.
Onun baskın bir kişiliği var.
Tom'un kişiliğini seviyorum.
- O pasif bir karaktere sahip.
- Onun edilgen bir karakteri var.
Adın karakterini etkiliyor.
Çok güçlü bir kişiliği vardır.
- Onun güçlü bir kişiliği vardır.
- O, güçlü bir kişiliğe sahiptir.
Kazadan sonra kişiliği değişti.
- O kadın, güçlü bir kişiliğe sahiptir.
- O kadının güçlü bir kişiliği var.
Kişilik, kültür hatta anlık duygu durumuna göre
Bir VIP geçişi aldım.
Onun bir VIP geçişi var.
Bir şekilde karakterini tam anlamıyla ifade ediyor gibiydiler
O, güçlü kişilikli bir kadın.
O tanınmış bir televizyon karakteridir.
O bir VIP geçişi aldı.
Babamın bir kişilik bozukluğu var.
son attığı tweetleri takip etmek çok kolay.
Türk Tarih Kurumu ayrı tüzel bir kamu kişiliğe bürünmüştür
Karakter yeteneğe değil kişiliğe bağlıdır.
bir birey olarak oluşturduğumuz zengin resmin sadece parçalarıdır
histerik, kişilik bozukluğu ve daha bir sürü örneklendirilebilir
Mary annesine benziyor ama onun kişiliği farklı.
ilişki merkezli sınıflar yaratarak
Kişiliğimle ilgili bilmediğin çok şey var.
Onun küçük kız kardeşi tanınmış bir televizyon yıldızıdır.
Bir sosyete moda toplumda iyi tanınan ve sosyal faaliyetlere ve eğlenceye düşkün bir kişidir.