Translation of "Ordinateurs" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Ordinateurs" in a sentence and their turkish translations:

J'emploie des ordinateurs.

- Bilgisayarları kullanıyorum.
- Bilgisayar kullanıyorum.
- Bilgisayar kullanırım.

J'ai trois ordinateurs.

Üç bilgisayarım var.

Je m'intéresse aux ordinateurs.

Bilgisayarlara ilgi duyuyorum.

Je déteste les ordinateurs.

Bilgisayarlardan nefret ediyorum.

Tom a deux ordinateurs.

- Tom'un iki tane bilgisayarı var.
- Tom'da iki adet bilgisayar var.

Je vends des ordinateurs.

Bilgisayar satarım.

Tom vend des ordinateurs.

Tom bilgisayar satar.

- Les ordinateurs personnels sont très utiles.
- Les ordinateurs individuels sont très utiles.

Kişisel bilgisayarlar çok kullanışlıdır.

Inoue n'aime pas les ordinateurs.

Inoue bilgisayarlar sevmez.

Les ordinateurs sont très utiles.

Kişisel bilgisayarlar çok faydalıdırlar.

Il a l'habitude des ordinateurs.

O, bilgisayarlara aşinadır.

Comment les ordinateurs fonctionnent-ils ?

Bilgisayarlar nasıl çalışır.

Tom n'aime pas les ordinateurs.

Tom bilgisayarları sevmez.

Les ordinateurs sont meilleurs que nous.

Bilgisayarlar bizden daha iyi.

Tu sais comment réparer les ordinateurs.

Bilgisayarları onarmayı biliyorsun.

Les ordinateurs rendent les gens stupides.

Bilgisayarlar insanları aptallaştırır.

Ces ordinateurs utilisent des cartes perforées.

Bu bilgisayarlar delikli kart kullanıyor.

Tom sait comment réparer les ordinateurs.

Tom bilgisayarları nasıl onaracağını biliyor.

Tom ne connaît rien aux ordinateurs.

Tom bilgisayarlar hakkında bir şey bilmiyor.

Les ordinateurs sont améliorés en permanence.

Bilgisayarlar sürekli geliştiriliyorlar.

Les ordinateurs sont des machines complexes.

Bilgisayarlar karmaşık makinelerdir.

Les ordinateurs n'ont pas de famille.

Bilgisayarların ailesi yok.

Si les ordinateurs rentrent à la maison

bilgisayarlar eve geldikten sonra ise

Et baisser les yeux sur leurs ordinateurs.

ve bilgisayarlarına bakmalarını izledim.

Les ordinateurs ont fait de rapides progrès.

Bilgisayarlar hızla gelişti.

Avec les ordinateurs du CDI de mon lycée,

Okul kütüphanesindeki bilgisayar kabinlerini kullanarak

La communication entre le cerveau et les ordinateurs.

beyin-bilgisayar iletişimi.

Les ordinateurs n'étaient pas personnels à cette époque

O günlerde bilgisayarlar kişisel değildi

Je ne m'y connais pas trop en ordinateurs.

Bilgisayarlar hakkında çok fazla şey bilmiyorum.

De nombreux travaux sont réalisés par les ordinateurs.

Birçok iş, bilgisayarlar tarafından yapılır.

Nous détestons tous la télévision et les ordinateurs.

Televizyon ve bilgisayarlardan hepimiz nefret ederiz.

Les ordinateurs peuvent-ils traduire des œuvres littéraires ?

Bilgisayarlar edebi eserleri çevirebilir mi?

Cette usine est pour la fabrication des ordinateurs.

O fabrika, bilgisayar üretimi içindir.

- As-tu deux ordinateurs ?
- Avez-vous deux ordinateurs ?

İki tane bilgisayarın var mı?

J'effectue un travail en relation avec les ordinateurs.

Bilgisayarlarla ilgili iş yaparım.

Les ordinateurs se vendent vraiment comme des petits pains.

Bilgisayarlar gerçekten peynir ekmek gibi satılıyor.

La plupart des garçons aiment les jeux sur ordinateurs.

Birçok erkek çocuk bilgisayar oyunları sever.

Les pirates informatiques s'introduisent dans les ordinateurs sans autorisation.

Bilgisayar korsanları bilgisayarlara izinsiz girerler.

Avec les ordinateurs, beaucoup de travail peut être effectué.

Bilgisayarlarla çok iş yapılabilir.

Les ordinateurs sont capables d'effectuer des tâches extrêmement compliquées.

Bilgisayarlar son derece karmaşık işleri yapabilirler.

Je voudrais quelques informations à propos de vos nouveaux ordinateurs.

Yeni bilgisayarların hakkında biraz bilgi istiyorum.

Les ordinateurs sont meilleurs que nous pour jouer aux échecs.

Bilgisayarlar satranç oynamada bize daha iyidir.

Est-ce que les ordinateurs peuvent traduire les œuvres littéraires ?

Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi?

J'utilise souvent SSH pour accéder à mes ordinateurs à distance.

Uzak bilgisayarlarıma erişmek için sık sık SSH'ı kullanırım.

Nous passons de plus en plus de temps sur les ordinateurs.

Biz bilgisayarlarda gittikçe daha fazla zaman geçirdik.

Des ordinateurs sont entrés dans notre maison. Yahu le remarque-t-il

bilgisayarlar bizim evimize girdi. Yahu fark eder mi

Si tu n'y connais rien en ordinateurs, tu es vraiment en retard.

Bilgisayarlar hakkında bir şey bilmiyorsanız siz gerçekten zamanın gerisindesiniz.

Pourquoi les ordinateurs sont-ils si intelligents? Parce qu'ils écoutent leur carte-mère.

Bilgisayarlar neden bu kadar akıllı? Çünkü onlar anakartlarını dinliyorlar.

Il existait des machines à calculer primitives longtemps avant le développement des ordinateurs.

İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı.

Par exemple, les micro-ordinateurs ont été utilisés très tôt pour les jeux vidéo

Mesela, mikrobilgisayarlar başta video oyunlarında kullanılıyordu

La plupart des gens pensent que les ordinateurs ne seront jamais capables de penser.

Çoğu kişi bilgisayarların asla düşünemeyeceklerini düşünüyor.

J'ai quatre ordinateurs, mais deux d'entre eux sont si vieux que je ne les utilise plus.

Dört bilgisayarım var ama çok eski oldukları için ikisini artık kullanmıyorum.

- L'ordinateur nous épargne du temps et des problèmes.
- Les ordinateurs nous épargnent beaucoup de temps et d'ennuis.

Bilgisayarlar bize çok zaman ve çok sorun kazandırır.

Afin d'étudier l'informatique linguistique, il est nécessaire de connaître différentes langues, cependant, on doit aussi être familiarisé avec l'utilisation des ordinateurs.

- Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.
- Hesaplamalı dilbiliminde birçok dil bilmenin yanı sıra iyi bir bilgisayar kullanım bilgisi gereklidir.

Courant 1969 le débat sur la mémoire virtuelle pour les ordinateurs commerciaux prit fin. Une équipe de recherche d'IBM menée par David Sayre montra que leur système d'indirection de la mémoire virtuelle fonctionnait concrètement mieux que le meilleur des systèmes contrôlés manuellement.

1969'da ticari bilgisayarlar için sanal bellek üzerine tartışma sona erdi. David Sayre tarafından yönetilen bir IBM araştırma ekibi sanal bellek yükleme sisteminin tutarlı olarak en iyi elle kontrol edilen sistemlerden daha iyi çalıştığını gösterdi.