Examples of using "Mince" in a sentence and their turkish translations:
Tanrım.
Zayıf kal.
Ben inceyim ama çok ince değilim.
Tom zayıf.
Ben zayıfım.
- Sen zayıfsın.
- Zayıfsın.
O, acı verecek şekilde zayıftı.
Kahretsin!
O, acı verecek şekilde zayıftı.
O narin bir çocuktur.
Lanet olsun.
Kahretsin.
Lanet olsun, ben yanılmışım.
O uzun boylu ve zayıf.
O uzun boylu ve zayıf.
Yani mevzu çok büyüktü.
Bu, küçük bir sorun değil.
Bu, parkta yürüyüş değildir.
Bu ince kitap benimdir.
Eyvah!
O uzun boylu, zayıf bir adamdı.
Hay aksi! Cüzdanımı bulamıyorum.
O her gün zayıflıyor gibi görünüyordu.
Köpek, kahverengi, küçük ve sıska.
Kaç kilo vermek istiyorsun?
Zayıflamak istiyorsan, bu diyeti izle.
İçmekten vazgeçmek kolay bir iş değildir.
Amcam zayıf fakat teyzem şişman.
Ne kadar zayıf olmak istiyorsun?
Deliğin gittiği yönü hissedebiliyorum. Tanrım.
Kız kardeşim zayıf, ama ben biraz kiloluyum.
Özgüven ve saldırganlık arasında ince bir çizgi vardır.
Eyvah!
Kız kardeşim zayıf ama ben biraz kiloluyum.
Akıl sağlığı ile delilik arasındaki ince çizgi daha incelmiştir.
Toprak, sadece kara parçasının yüzeyini kaplayan ince bir örtü