Translation of "Magique" in Turkish

C'était magique.

Büyülüydü.

Voilà la formule magique :

İşte formül:

C'est un nombre magique.

Bu sihirli bir numara.

C'est une baguette magique.

Bu sihirli bir değnek.

C'est un balai magique.

Bu sihirli bir süpürge sopası.

Quelle était notre formule magique ?

Peki işin sırrı neydi?

Révéler un monde nocturne magique.

Sihirli bir gece dünyası ortaya çıkarıyoruz.

Quel est le mot magique ?

Sihirli kelime nedir?

Voici la « Lanterne Magique », au Japon,

Solda, Japonya'daki Magic Lantern'ı görüyorsunuz.

Aladdin a trouvé une lampe magique.

Alaaddin sihirli bir lamba buldu.

Il n'y a pas de recette magique.

Bu nedenle, öğrenmek için bir tarif yok.

C'était sans aucun doute un moment magique.

Hiç şüphesiz, büyüleyici bir andı bu.

Tu n'as pas dit le mot magique.

Sihirli kelimeyi söylemedin.

Noël est une période magique de l'année.

Noel yılın büyülü bir zamanı.

Mais c'est aussi magique de regarder les flammes.

Ama alevlere bakmanın büyüleyici bir yanı da vardır.

Tout ça apporte de l'eau à son moulin magique.

Onun sihirli tesisi için tüm kazanç bu.

Il n’y a pas de formule magique pour les faire revenir. »

ve onları geri getirmenin bir formülü yok."

Car ils sont ici pour nous enseigner quelque chose de magique

çünkü onlar bize sihirli bir şeyler öğretmek için buradalar

Le sorcier agita sa baguette magique et disparut dans le néant.

Sihirbaz sihirli değneğini salladı ve ince havada kayboldu.

Il y a quelque chose de magique à la tombée de la nuit.

Alacakaranlık hakkında sihirli bir şey var.

Mais il n'y a pas de baguette magique pour corriger la diversité et l'inclusion.

Ancak çeşitliliği ve katılımı düzeltebilen sihirli bir değnek yok.

« Veux-tu voir ma baguette magique ? » « Tu as une baguette magique, Tom ? Vraiment ? » « Oui, je suis un sorcier ! »

Sihirli değneğimi görmek ister misin?" "Sihirli bir değneğin mi var, Tom? Gerçekten mi?" "Evet ben bir bir sihirbazım."