Translation of "Lions" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Lions" in a sentence and their turkish translations:

J'ai parlé des lions.

- Aslanlar hakkında konuştum.
- Aslanlardan söz ettim.

Les lions sont daltoniens.

Aslanlar renk körüdür.

C'est l'occasion pour les lions.

Aslanlara fırsat doğdu.

Les lions mangent d'autres animaux.

Aslanlar diğer hayvanları yiyerek yaşarlar.

Les lions vivent en Afrique.

Aslanlar Afrika'da yaşar.

L'un des lions s'est échappé.

Aslanlardan biri kaçtı.

Tom est dompteur de lions.

- Tom bir aslan terbiyecisidir.
- Tom bir aslan eğiticisidir.

Les lions chassent principalement la nuit.

Aslanlar ağırlıkla gece avlanan yırtıcılardır.

Les lions sont dans la cage.

Aslanlar kafeste.

Les lions sont de magnifiques créatures.

Aslanlar muhteşem yaratıklardır.

- Auparavant, il y avait des lions en Iran.
- Avant, il y avait des lions en Irak.

Eskiden İran'da aslanlar vardı.

Ils sentent que les lions sont proches,

Aslanların etrafta olduğunu sezebiliyorlar.

Les Géants ont battu les Lions, hier.

Dün Giant'lar Lion'ları yendi.

Où sont les lions et les tigres?

Aslanlar ve kaplanlar nerede?

Les lions sont les rois de la nuit.

Aslan, gecelerin kralıdır.

En Afrique il y a beaucoup de lions.

Afrika'da bir sürü yılan var.

Les lions tuent 90 % de leurs proies la nuit.

Aslanlar, avlarının yüzde 90'ını geceleri öldürür.

Les hommes sont allés à la chasse aux lions.

Erkekler aslanları avlamaya gitti.

Les gladiateurs combattaient des lions à l'intérieur du Colisée.

Gladyatörler, Colosseum içinde aslanlarla dövüştüler.

La femelle isolée a perdu son combat contre les lions.

Ayrı düşen dişi, aslanlarla çarpışmasını kaybetmiş.

Les tigres vivent dans la jungle, les lions dans la savane.

Kaplanlar cangılda, aslanlar savanada yaşar.

Les lions se sont battus entre eux pour obtenir de la nourriture.

Aslanlar yiyecek almak için birbirleri ile dövüştüler.

Les hyènes peuvent espionner les lions à plus de 10 km de distance.

Sırtlanlar, on kilometre öteden bile aslanlara kulak misafiri olabilir.

Les lions, les loups, les éléphants et les chevaux sont tous des animaux.

Aslanlar, kurtlar, filler ve atların hepsi hayvandırlar.

Les vampires ne sont pas la seule menace. Les lions de mer vivent également ici.

Tek tehdit vampirler de değildir. Burada denizaslanları da yaşar.

Un lion est certainement beaucoup plus fort qu'une seule hyène, mais il y avait trois fois plus de hyènes que de lions.

Bir aslan kesinlikle tek sırtlandan çok daha güçlüdür ancak orada aslanların üç katı kadar fazla sırtlan vardı.