Translation of "L'origine" in Turkish

0.099 sec.

Examples of using "L'origine" in a sentence and their turkish translations:

Quelle est l'origine de l'univers ?

Evrenin kökeni nedir?

L'origine de l'incendie est inconnue.

Ateşin kökeni bilinmemektedir.

L'origine du mot est inconnue.

- Kelimenin kaynağı bilinmiyor.
- Kelimenin orijini bilinmiyor.
- Kelimenin kökeni bilinmiyor.

L'origine de l'incendie est encore inconnue.

Yangının nedeni henüz bilinmiyor.

L'origine de ce mot est inconnue.

Bu kelimenin kökeni bilinmiyor.

La police enquête sur l'origine de l'accident.

Polis kaza nedenini araştırıyor.

Halloween était à l'origine une fête celtique.

Cadılar Bayramı aslında bir Kelt festivaliydi.

- Comment avez-vous entendu parler de Tatoeba, à l'origine ?
- Comment as-tu entendu parler de Tatoeba, à l'origine ?

Tatoeba'yı ilk önce ne zaman duydun?

Ce poème était écrit en français à l'origine.

- Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.
- Bu şiir aslen Fransızca yazılmıştır.

Laisse-moi te raconter l'origine de cette école.

Size bu okulun başlangıcından bahsedeyim.

Ce poème fut, à l'origine, écrit en français.

Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.

Quand j'ai commencé à étudier l'origine de la Lune,

Ay'ın kökeni üzerinde çalışmaya başladığım zaman,

En français, cela s'appelle un donjon - l'origine du mot donjon.

Fransa'da bu yapılara 'Donjon', - 'Dungeon' (zindan, kule) kelimesinin atası - denirdi.

Il existe de nombreuses théories sur l'origine de la vie.

Yaşamın kaynağı üzerine birçok teori vardır.

Le poissonnier garantit l'origine et la fraîcheur de ses produits.

Balıkçı ürünlerinin menşeini ve tazeliğini garanti eder.

Le cœur n'est peut-être pas à l'origine de nos sentiments,

Kalp, hislerimizi yaratmıyor olabilir

à l'origine de plus de 6 000 livres et publications scientifiques.

6.000'den fazla makale ve kitap yayımlandı.

Les experts ne sont pas parvenus à expliquer l'origine de l'explosion.

Uzmanlar patlamanın neden olduğuna dair bir açıklama yapmayı başaramadı.

C'est peut-être ce qui est à l'origine de votre urticaire.

Kovanlarına sebep olan şey bu olabilir.

La théorie prédominante sur l'origine de la Terre et de la Lune

Dünya ve Ay'ın kökenleri için ana fikre

Et qu'ils soient ensuite à l'origine de l'égalité des chances pour d'autres.

Başkaları için de eşit fırsatlar yaratarak büyürler.

Il y a une femme à l'origine de toutes les grandes choses.

Bütün büyük başarıların kökeninde bir kadın vardır.

- Il y a beaucoup d'hypothèses sur l'origine du langage, mais en fait personne ne sait vraiment.
- Il y a beaucoup d'hypothèses à propos l'origine du langage mais, en fait, personne ne sait vraiment.

Aslında dilin kökeni hakkında birçok teori vardır, ama hiç kimse gerçekten bilmiyor.

- Tom tua Mary parce qu'il a découvert qu'elle était à l'origine du feu qui ravagea sa famille.
- Tom tua Mary parce qu'il a découvert qu'elle était à l'origine du feu qui tua sa famille.
- Tom a tué Mary parce qu'il a découvert qu'elle était à l'origine de l'incendie qui a tué sa famille.

Tom ailesini öldüren yangını onun başlattığını öğrendiği için Mary'yi öldürdü.

« Tu vas salir tes habits. » « Ne t'en fais pas. Ils n'étaient pas très propres à l'origine. »

"Kıayafetlerini kirleteceksin." "Endişe yok. En başta onlar temiz değildi."

On connaît maintenant l'origine scientifique du tonnerre, et le peuple ne croit plus qu'il s'agit d'un signe que les dieux sont en colère contre eux, alors le tonnerre est un peu moins apeurant.

Gök gürültüsü bilimsel olarak açıklanmıştır, ve insanlar onun tanrıların insanlara kızgın olduğunun bir işareti olduğuna artık inanmıyorlar, bu yüzden gök gürültüsü de biraz daha az korkutucudur.