Translation of "Imminente" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Imminente" in a sentence and their turkish translations:

Une tempête est imminente.

Bir fırtına yakındır.

D'après la radio, une tempête est imminente au nord.

Radyoya göre, bir fırtınanın eli kulağında.

As-tu déjà eu une expérience de mort imminente ?

- Hiç yakın bir ölüm deneyimi yaşadın mı?
- Hiç ölüme yakın bir deneyim yaşadınız mı?

En 1809, avec la guerre imminente avec l'Autriche, Davout rejoint le troisième corps à Ratisbonne.

1809'da Avusturya ile baş gösteren savaşla birlikte, Davout Regensburg'daki Üçüncü Kolordu'ya yeniden katıldı.