Examples of using "Fassiez" in a sentence and their turkish translations:
Bunu yapmanı istiyorum.
Bana bir iyilik yapmanı istiyorum.
Sırada beklemek zorundasın.
Kan testi yaptırmanı istiyorum.
Onu hemen yapmanı istiyorum.
Ben göğüs filmi çektirmek istiyorum.
O hediyeyi sardırmak istiyorum.
Giderleri ayrıntılarıyla yazmanızı istiyorum.
- Onu yapmana gerek yok.
- Onu yapman gereksiz.
Sen bunu yaparken hoşuma gidiyor.
çaba ve ödev ister.
Sanırım öyle yapman gerekiyor.
Senin ve Tom'un bunu birlikte yapmasını istiyorum.
Keşke yeni basılmış kitapların bir listesini yapsan.
Onu yapmak için sana bir sürü para ödemeye hazırım.
- Bunu yapmanı istiyorum.
- Bunu yapmanızı istiyorum.
Onu yapmanı istiyorum.
Keşke bana güvensen.
Onu yapmanı istiyordum.
Bunu sen yaptığında sevmiyorum.
- Bunu doğru yapmanı istiyorum
- Bunu doğru yapmanızı istiyorum.
Ben şimdi bir tane yapmanı istiyorum.
Elinden geleni yapmanı istiyorum.
Ne yaparsan yap, koşma.
Ne yaparsan yap, gülümseme.
Hiçbir şey yapmanı istemiyorum.
Ben senin derhal onu yapmanı istiyorum.
Onu hemen şimdi yapmanı istiyorum.
Eşiniz yapmaktan hoşlanmadığınız neyi yapmaktan hoşlanıyor?
- Onu bugün yapmalısın.
- Onu bugün yapmanız gerekiyor.
- Sen gerçekleştirmedikçe hiçbir şey olmaz.
- Gerçekleştirmediğin sürece hiçbir şey olmaz.
Keşke onu yapmasaydın.
Bunu yapmanı istemiyorum.
Sanıyorum onlar bunu yapmanı istiyorlar.
Senin yaygara koparmanı istemedim.
Ne yaparsan yap, halatı bırakma.
Ne yaparsanız yapın, o kapıyı açmayın.
Tom senin ona bir iyilik yapmanı istiyor
Onu yapsan da yapmasan da önemli değil.
Bunu yaptığına inanamıyorum.
Bak, bana bir iyilik yapmanı istiyorum.
Sadece bana güvenmen gerek, tamam mı?
Keşke onu yapmasan.
Ne yaparsan yap, göz kırpma.
Ne yaparsan yap, o butona basma.
Ne yaparsanız yapın, Tom'un size yardım etmesine izin vermeyin.
Mümkün olduğu kadar kısa sürede onu yapmanı istiyorum.
Seni endişelendirmek istemiyorum.
Ne yaparsan yap, bu ipi çekme.
Senin onu yapmanı beklemiyordum.
Her ne yaparsan yap, elinden gelenin en iyisini yapmalısın.
- Sadece sizi endişelendirmek istemedim.
- Sadece seni endişelendirmek istemedim.
Yapmanı istediğim tüm şey bizimle konuşmak.
Avukatının tavsiyelerini yapman senin için daha iyidir.
Benim hakkımda endişelenmeni istemem.
İşini yapmanı ve benimkini yapmama izin vermeni öneririm.
Herhangi bir şey hakkında endişelenmeni istemiyorum.