Examples of using "Disons" in a sentence and their turkish translations:
Sadece hayır diyelim.
Haklı olduğunu söyleyelim.
doğruyu bir şekilde anlatırız.
Biz şimdilik Karun diyelim
görüşme programı diyelim haydi.
Bundan daha fazla bahsetmeyelim.
Diyelim ki bu faktörler,
Senin haklı olduğunu söyleyelim.
- Kimseye anlatmayalım.
- Kimseye söylemeyelim.
endüstriyel atıklardan.
hayat böyle neyse diyelim geçelim
sorun bizde diyelim geçelim
işle alakalı diyelim!
Diyelim ki yalan söylüyorlar ne elde edecekler
Birbirimizle sadece merhabalaşıyoruz.
bunun sonucunda bir kırılma meydana geldi diyelim
bizde deriz ki var tüh var dolandırıldık eyvah!
kabul ediyorum dünya düz diyelim
Eğer karşınızda bir kaplan varsa,
Atıştırma alışkanlığını kesmeye çalıştığını varsayalım.
Sınırda insanlara her gün şunu söylüyoruz
Ve şöyle düşünürüz: "Zirveye ulaştığım zaman
Mesela bir üniversitenin öğrenci kabul yöneticisisiniz
bizim anlattığımız dini de birileri bozuyor malesef
gelelim davaroya kan davasını konu alan bir filmdi
yani hatırlamak istemez diyelim
ama şöyle diyoruz; bugün güneş çok yakıcı yahu
Bunu öyle koyalım!
Evli olduğumuzu kimseye söylemeyelim.
diyoruz ki; Allah Allah neden çekiliyor ki?
neyse.. deyip hayatımıza devam ederiz
gerçekten de kırık ve hasarlı bir kalpten bahsediyor olabileceğimizi kabul edersek
nedendir? Bilemiyoruz diyelim şimdilik
diyelim ki öğretmensiniz giriyorsunuz programa
Ona ne söyleriz?
derken bizim karşımıza şöyle bir olay çıkıyor
-yılı karıştırabilirim sadece Anneler Günüydü diyelim,
diyelim ki ingilizcen yok. Mal bir anına da denk geldin
İkimiz de gerçeği söylüyoruz.
biz onu küçük kıralım derken ya büyük bir kırılma meydana gelirse?
fakat bu durum yarasaların insanlardan intikamı dersek yanlış olmaz
aman kimseye dokunmasın ama yine de söyleyeceğimizi söyleyelim dediler
Amerika'nın yaptığı İsrail'in yaptığı Rusya'nın Çin'in birilerinin yaptığı proje diyoruz hep
Kırsaldan gelen insanlar hakkında kötü konuşmayalım. Onlar olmadan Paris'te yaşayamadık.
her yaşadığımız depremden bundan ders almalıyız deyip almıyoruz malesef
O, adeta, sudan çıkmış balık gibi.