Examples of using "Compliqué" in a sentence and their turkish translations:
Bu karmaşık.
gerçekten çok zordu.
Bu biraz karmaşık.
Bu çok karışık.
O karmaşık mıydı?
O karmaşık mı?
Her şey karmaşık.
Tom'un zor bir işi var.
O karmaşık.
Bu karmaşık bir konudur.
Arapça karmaşık değil.
Bu karmaşık değil.
Bu biraz karmaşık.
Şey, bu karışık.
Çapraşık olabilirdi.
Bunun hepsi çok karmaşık.
Bu karışık, biliyorsun.
O karmaşık değil.
Söylemesi biraz zor.
Çok kafa karıştırıcı bir arazi.
Burada işler işte biraz karışıyor
O, şundan daha karmaşıktır.
O kadar da karmaşık değil.
Bu çok karışık bir durum.
Bu çok karmaşık değil.
Bu gerçekten karmaşık bir iş.
Hayat çok karmaşık.
Bu çok hassas bir konu.
Çok karmaşık.
Karmaşık bir dünyada yaşıyoruz.
Sevgi neden bu kadar karmaşık.
Ancak bu noktada işler gerçekten karışıyor.
- Yardımı reddetmen olayları karıştırdı.
- Yardım etmeyi reddetmen işleri karıştırdı.
Bu benim için biraz fazla karmaşık.
Her şey gittikçe daha karmaşıklaşıyor.
Vize alma zorunluluğu uğraştırıcıdır.
- Gramer çok karmaşık bir şey.
- Dil bilgisi çok karmaşık bir şeydir.
Böyle zor bir kelimeyi nerede öğrendin?
her zaman cevap verirken zorlanıyorum:
Anlaşılması güç olduğu için size okuyacağım.
Bu çocuk karmaşık matematik problemini kolaylıkla çözdü.
- Evimi bulmakta zorlandın mı?
- Evi bulmakta zorlandın mı?
Tom'u bize yardım etmeye ikna etmek zor olacak.
"Tom senin erkek arkadaşın mı?" "Karmaşık."
Odaklanmayı ve çalışmayı sürdürmeyi zorlaştırır
"O zaman otobüs satın alalım, atla deve değil" dedim.
Bu form biraz karmaşık görünüyor. Onu doldurmama yardım et.
Matematik aşk gibidir - basit bir fikir fakat o içinden çıkılmaz hale getirilebilir.
Planı karmaşık ve pahalı olduğundan, muhtemelen uygulanmayacak.
Ev ödevi o kadar karmaşık ki sınıftaki hiç kimse onu bitirmedi.
Hiçbir şey zor bir şeyi basit şekilde açıklamak kadar zor değildir.
problemle karşılaştılar . Bu, o evlerden veya ofislerden çıkıp çıkma yöntemidir,
Hiçbir şey zor bir şey için basit bir açıklama bulmak kadar zor değildir.
Yunanca öğrenmek zor mu?