Examples of using "Catastrophe" in a sentence and their turkish translations:
Bu bir felaket.
Ne felaket ama!
Bir felaket engellendi.
Norveçliler için bir felaketti ama İngilizler için de bir felaketti,
Bu korkunç olayın yaşandığı sırada
İklim felaketinden otoriteryen rejime kadar
Biz başka bir felaketin eşiğindeyiz.
Bazen oldukça yanlış gidiyor.
Bu gizemli felaket tüm köyü perişan etti.
Birkaç yolcu felaketi atlattı.
MCAT sınavını geçmeye hazırlanıyoruz, doğal bir afete hazırlanıyoruz.
Yapabilecekleri en iyi şey, kaçınılmaz felaketi bekleyip
Bu özellikle felaketten kurtarma zamanlarında önemlidir.
çok fazla çöküş pornosundan uyuşmuş durumdayız.
Stamford Bridge Muharebesi elbette bir felaketti.
Amacımız felaket tellallığı yapmak değil zaten
2012 yılında bir felaket oluşacağını iddia edenler var.
O, aceleyle gitti.
ve felakete işaret eden şey, son zamanlarda sahillerin
Afrika'ya gezimiz bir felakete dönüşüyor.