Translation of "écrivain" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "écrivain" in a sentence and their turkish translations:

- Tu devrais être écrivain.
- Vous devriez être écrivain.

Yazar olmalısın.

Il est écrivain.

O bir yazar.

- C'est un écrivain de talent.
- C'est un écrivain talentueux.

O, kabiliyetli bir yazar.

- Qui est votre écrivain favori ?
- Qui est ton écrivain favori ?

En sevdiğin yazar kimdir?

Elle est bon écrivain.

O iyi bir yazar.

Cet écrivain est russe.

Bu yazar Rus.

C'est un bon écrivain.

O iyi bir yazar.

C'est un écrivain, aussi.

O da bir yazar.

Tom voulait être écrivain.

Tom bir yazar olmak istiyordu.

C'est un écrivain plein d'imagination.

O, çok yaratıcı bir yazardır.

Je suis un écrivain japonais.

Ben bir Japon yazarım.

Nous avons rencontré un écrivain.

- Bir yazar ile tanıştık.
- Bir yazarla tanıştık.

Il est écrivain et poète.

O bir romancı ve şairdir.

Je suis un épouvantable écrivain.

Ben berbat bir yazarım.

Vous êtes un grand écrivain.

Sen harika bir yazarsın.

Tom est un bon écrivain.

Tom iyi bir yazar.

Botaniste, géologue, cartographe, écrivain et peintre

botanisti, jeoloğu, kartografı, yazarı ve ressamı

Milan Kundera est mon écrivain préféré.

Milan Kundera benim favori yazarımdır.

Elle gagne sa vie comme écrivain.

O, bir yazar olarak hayatını kazanıyor.

Allan Kardec est mon écrivain favori.

Allan Kardec benim favori yazarımdır.

Je pense être assez bon écrivain.

Sanırım ben oldukça iyi bir yazarım.

Graham Greene est mon écrivain favori.

Graham Greene en sevdiğim yazardır.

Qui est ton écrivain britannique préféré ?

Favori İngiliz yazarın kim?

Tom est un écrivain en herbe.

Tom, hevesli bir yazar.

Tom est un écrivain mondialement connu.

Tom dünyaca ünlü bir yazar.

Je pense que c'est un grand écrivain.

Sanırım o büyük bir yazar.

Je le tiens pour un grand écrivain.

Onu büyük bir yazar olarak düşünüyorum.

Il était un poète et un écrivain.

O bir şair ve yazardı.

C'est un écrivain réputé dans le monde entier.

Tüm dünyada bilinen bir yazardır.

Mon but dans la vie est d'être écrivain.

Hayattaki amacım roman yazarı olmaktır.

Victor Hugo est un très célèbre écrivain français.

Victor Hugo çok ünlü bir Fransız yazardır.

À son époque, il était un écrivain anonyme.

Onun zamanında, o isimsiz bir yazardı.

On dirait un sportif, mais il est écrivain.

O bir sporcu gibi görünüyor, ama bir yazar.

Il est à la fois médecin et écrivain.

O hem doktor hem de bir yazar.

Tom est à la fois médecin et écrivain.

Tom hem bir doktor hem de bir yazardır.

- C'est un auteur.
- Il est auteur.
- Il est écrivain.

O bir yazar.

Il fut le plus grand écrivain de son temps.

O, gününün en ünlü yazarıydı.

- Ce n'était pas seulement un chirurgien, mais c'était également un écrivain célèbre.
- En plus d'être chirurgien, il était aussi un écrivain célèbre.

Bir cerrah olmanın yanı sıra, o ünlü bir yazardı.

L'homme que vous voyez là-bas est un écrivain célèbre.

Orada gördüğün adam ünlü bir yazardır.

La prose d'un mauvais écrivain est pleine de phrases éculées.

Kötü bir yazarın masalları basmakalıp ifadelerle doludur.

Ce roman a été écrit par un célèbre écrivain américain.

Bu roman ünlü bir Amerikan yazar tarafından yazılmıştır.

L'orateur malheureux nous surprend parfois en étant un bon écrivain.

Kötü konuşmacı bazen iyi bir yazar olarak bizi şaşırtmaktadır.

J'ai lu toutes les œuvres de Zola, c'est mon écrivain préféré.

Ben Zola'nın eserlerinin tümünü okudum, o benim en sevdiğim yazardır.

Les Voyages de Gulliver furent écrits par un célèbre écrivain anglais.

Gülliver'in Gezileri ünlü bir İngiliz yazar tarafından yazılmıştır.

Un écrivain est quelqu'un pour lequel écrire est plus difficile qu'aux autres.

Bir yazar, yazmanın, kendisi için, başkaları için olduğundan daha zor olan birisidir.

Chaque écrivain à succès a un tiroir rempli de lettres de rejet.

Her başarılı yazarın ret mektuplarıyla dolu bir çekmecesi vardır.

Si vous voulez devenir un bon écrivain, il vous faut pratiquer l'écriture.

İyi bir yazar olmak istiyorsan, yazmayı pratik yapman gerekir.

- Tom Jackson est mon écrivain préféré.
- Tom Jackson est mon auteur favori.

Tom Jackson en sevdiğim yazar.

Il n'est pas un très bon écrivain et je pense qu'il le sait.

O kadar büyük bir yazar değil ve onun bunu bildiğini düşünüyorum.

Tout écrivain, pour écrire nettement, doit se mettre à la place de ses lecteurs.

Her yazar açıkça yazmak için kendini okuyucunun yerine koymalı.

- Quel est ton auteur préféré ?
- Qui est votre auteur préféré ?
- Quel est votre auteur favori ?
- Qui est votre auteur favori ?
- Qui est votre écrivain favori ?
- Qui est ton écrivain favori ?
- Qui est ton auteur favori ?

- Favori yazarın kim?
- En sevdiğin yazar kimdir?
- En sevdiğiniz yazar kimdir?

Mes amis disent que je suis un écrivain prolifique, mais je n’ai rien écrit depuis des mois.

Arkadaşım verimli bir yazar olduğumu söylüyor ama aylardır herhangi bir şey yazmadım.