Examples of using "Suuressa" in a sentence and their turkish translations:
Ben büyük bir tencerede çorba pişiriyorum.
O büyük tehlikede.
Onlar büyük bir evde yaşıyorlar.
Büyük bir kentte yaşamak isterim.
burada mahsur kalırsanız, başınız büyük belada demektir.
Tom büyük bir evde yalnız yaşıyor.
Mary'nin anne ve babası büyük bir evde yaşarr.
Tokyo banliyölerinde yaşayan ebeveynlerim ve küçük erkek kardeşim büyük bir depremde öldüler.