Examples of using "Pääse" in a sentence and their turkish translations:
Ben kaçamam.
Olduğu yerde saymak.
Biz kaçamayacağız.
Köye otobüs servisi yok.
Buradan geçiş yok.
Bizden kaçamazsın.
Tom gitmeyecek.
Seninle gidememem üzücüdür.
Beni kolayca başından savamayacaksın.
Böyle asla karşıya geçemem.
Ne yazık ki gelemezsin.
Benden kurtulamazsın.
- Adadan yol yok.
- Adadan çıkış yok.
Tom bugün gelemez.
Tom bugün derse gelemez.
Bu günlerde bir dolarla çok şey alınmaz.
- Kravat takmadıkça buraya giremezsin!
- Kravat takmadıkça buraya giremezsiniz!
Öfkeli bir gergedanla karşılaşırsanız pek kaçma şansınız olmaz.
Tarantulanın gözetleme düzeneğinden pek bir şey kaçmaz.
Bir leopar beneklerini değiştiremez.
Tom gelemez.
Bear'ı gördüm, ama ona ulaşabileceğimi sanmıyorum.
Bear'ı gördüm, ama ona ulaşabileceğimi sanmıyorum.
Koyunların, büyükbaşların, geyiklerin. Ve asla çıkamazlar.
Yarın gelemeyeceğim. Umarım bensiz halledebilirsin.
Ben sadece bu haftaki toplantıya katılamayacağımı sana söylemek için uğradım.
Tom uyku tulumundan çıkamıyor. Fermuar sıkışmış.
Yarın gelemeyeceğim.
Eğer onu yapamıyorsanız, en kısa sürede bizi arayın.
Gidemeyecek kadar çok meşgulüm.
Yeterince param yok, bu yüzden gidemem.