Examples of using "Kylään" in a sentence and their turkish translations:
Köye otobüs servisi yok.
Gelin!
bulunan bir köye götürmek.
Neredeyse hiç kimse beni ziyaret etmeye gelmiyor.
Evime uğra.
Sizi ziyaret etmek istiyorum.
Şimdi son hamlemizi yapıp onları köye götürmeliyiz. Hadi.
Üzgünüm ama bana sonraki köyün yolunu gösterebilir misiniz?
Yalnız olabileceğini düşündüm, bu yüzden bir şişe şarapla uğradım.
Tom ve Mary ziyaret etmek için geldi.
Tom ne zaman ziyarete geleceğini söyledi mi?
Tom bizim evimize geldi.