Examples of using "Nuori" in a sentence and their turkish translations:
Ben gencim.
Ben genç ve aptaldım.
Keşke tekrar genç olsaydım.
Bunu anlamak için çok gençsin.
O genç.
Çok gençsin.
Tom gençtir.
Genç kız şarkı söylüyor.
Sen genç değilsin.
- Onu yapmak için fazla gençsin.
- Onu yapamayacak kadar gençsiniz.
Genç adam bir doktordur.
O hâlâ genç.
Tom çok genç.
- Genç değilim.
- Ben genç değilim.
O, genç bir öğrencidir.
Gece hala genç.
Genç kız Tom'a sarıldı.
O genç bir adam tarafından soyuldu
Belki çok gençsin.
- Ben ölmek için çok gencim!
- Ölmek için çok gencim.
Hâlâ gençsin.
O gençken Fransızca öğrendi.
Tom'un yeni kız arkadaşı çok genç.
O, yalnız yaşayamayacak kadar çok genç.
Ufak bir yavru ideal bir kurbandır.
Ama gece daha yeni başlıyor.
Genç adam kızı boğulmaktan kurtardı.
Artık genç değilsin.
O, yetenekli genç bir yönetmen.
O genç ve seksi.
Tom yakışıklı bir genç adam.
O genç ve bekar.
Benim için biraz çok gençsin.
O genç ve aptal.
O genç ve aptaldı.
Gençtim ve paraya ihtiyacım vardı.
O anlayamayacak kadar çok küçük.
Tom genç ve hırslı.
Fırıncı dükkanındaki genç bayan güzeldir.
Tom, gelecek vaat eden genç bir müzisyen.
Tom onu yapmak için çok genç.
Tom hırslı bir genç adamdır.
Mary hırslı bir genç kadındır.
Tom genç ve masum.
Genç çocuk annesinin ceketini giydi.
Bu genç adam ülkesi hakkında çok az şey biliyor.
Gençken sık sık futbol oynardım.
O, genç naif ve tecrübesiz.
Bence o çok genç.
Bunu yapmak için çok fazla gençsin.
Tom o zaman oldukça gençti.
Tom evlenemeyecek kadar küçük.
Tom bunu yapamayacak kadar çok fazla genç.
Tom yalnız seyahat etmek için çok genç.
Gençken daha hızlı yüzebiliyordum.
Tom artık genç bir adam değil.
- Yalnız seyahat etmek için çok gençsin.
- Yalnız seyahat edebilmek için çok gençsiniz.
O, genç değil, değil mi?
Sen gençsin.
Hâlâ gençsin.
Yeğenim hala genç olduğu için affedilmiş.
O, göründüğü kadar genç değil.
Oraya yalnız gidemeyecek kadar çok genç.
Babam gençken Almanya'ya gitmiş.
Uzun zaman önce, genç bir adam vardı.
Liisa aktif ve enerjik bir genç kadın.
Ben gençken pantolon giymezdim.
Sen gençken ne tür oyunlar popülerdi?
Fakat genç erkeğin dar dalı paylaşmasına izin verilmiyor.
Gençken daha çok çalışmalıydım.
Gençken, bisikletle gitmeyi severdi.
Tom gençken oldukça yakışıklıydı.
Genç bir kadın çeşmenin önünde şarkı söyleyip gitar çalıyordu.
Mary akıllı ve son derece konuşkan genç bir kadın.
Bu gençken yaşadığım ev.
Eskisi gibi genç olmadığını unutma.
O iyi genç bir adam.
Çeşmenin önünde gitarıyla kendine eşlik eden genç bir kadın vardı.
Gece yarısı ziyafeti bu genç erkeğin daha dominant orangutanlardan kaçınma yöntemi olabilir.
Uzun zaman önce ben gençken, ben her gün günlüğüme yazardım.
Sanırım Tom kadınları gerçekten anlamayacak kadar çok genç.
Peşinde yavrularla kolay olmuyor. Genç erkek daha çok oyun peşinde gibi.
O gençken daha çok çalışmasını diliyor.
Tom genç bir öğretmen ve henüz çok öğretim deneyimi yok.