Examples of using "Tietä" in a sentence and their turkish translations:
- Açılın!
- Yol ver!
- Yol ver, değmesin!
- Değmesin, yağlı boya!
Yolu göster.
Lütfen caddeyi geçerken dikkatli olun.
iyileştirme çalışmaları yapıyoruz.
Sen yolu göster.
Bu, istasyona giden doğru yol mu?
Tom yolda tökezledi.
Bu taraftan.
Araba yolun ortasında istop etti.
Caddeyi geçerken dikkatli ol.
Bu sokak istasyona götürüyor mu?
O tarafa gitti.
Tom'un arabası yolun ortasında park edilmiş.
Arızalı bir araba yolun ortasında duruyordu.
Yolun iki tarafında da kiraz ağaçları var.
Bir yabancı geldi ve bana hastaneye giden yolu sordu.
Kaskı çıkaralım. Harekete geçeceğim. Bu taraftan.
Bunların hepsi. Tamam, suya dönmek için bu taraftan gidiyoruz.
Kötü cevaplar doğru olanlara giden yolu gösterir.
Kiraz ağaçları yolun iki tarafında ekilir.
Parka giden yolu bulmak kolay değildir.
Biraz barut kullanıp kapıyı patlatmadığım sürece tabii.
Caddeyi geçmekte olan adam, kazaya sebep olan şoförü gördü.
Aşk için hiçbir yol yoktur. Aşk yoldur.
Bu sokaktan düz git ve bankadan sağa dön.
Bunu kullanabilirsem beni yola indirecektir.
Hangi yoldan gideceğini ona sorsan iyi olur.
Japonya'da yolun sol tarafında araba süreriz.
Yoğun sisten dolayı önümüzdeki yolu zar zor görebildik.
Jim eve varır varmaz doğruca tuvalete gitti.
Tom geldiği yoldan geri dönmek zorunda kaldı.
Nehirleri takip etmenin en büyük sorunu budur. Her zaman en az direncin olduğu yoldan giderler.
Bu caddede doğru git ve solda postaneye geleceksin.
- Yolda araba sürerken dikkatini vermelisin.
- Araba sürerken dikkatini yola vermelisin.