Examples of using "Kissaa" in a sentence and their turkish translations:
Kediye bak.
O kediden nefret ediyorum.
Çocuk kediye bir taş fırlattı.
Tom'un iki kedisi var.
John, kediyi gördün mü?
- Tom'un bir kedisi var mı?
- Tom bir kediye sahip mi?
Çocuk kediyi kuyruğundan yakaladı.
Bir kediye taş atmayın.
Benim bir kedim yok.
Oğlan kediyi kuyruğundan yakaladı.
Ken'in iki kedisi var.
İki kedim var.
Benim iki kedim yok.
Bence bir kediyi evde tutmak acımasızcadır.
Bir köpeğim ve iki kedim var.
Kayıp kedi henüz bulunmadı.
O bir köpeğe ve altı kediye sahiptir.
Bir köpek bir kediyi ve bir kedi bir fareyi kovalar.
Zekâ seviyesi, bir kedi ya da bir köpekle, hatta nemli burunlu primatlardan biriyle karşılaştırılabilir.
Onun iki kedisi var. Biri beyaz ve diğeri siyah.