Examples of using "Kaksi" in a sentence and their turkish translations:
İki artı iki dört yapar.
İki kere iki kaç yapar?
İki artı iki eşittir beş.
- İki artı iki kaç yapar?
- İki artı iki kaç eder?
- İki artı iki kaçtır?
Evet, iki tane.
Neredeyse 2.
İki kızım ve iki oğlum var.
İki artı iki eşittir dört.
İki araba çarpıştı.
İki koyun bir kurt tarafından öldürüldü.
İki yeğenim var.
İki çocuk duvarda oturuyor.
Dördün karekökü ikidir.
Tom'un iki kedisi var.
Bir... İki... Üç.
İki tane koyuyoruz...
İki bira lütfen.
İki hafta geçti.
Onlardan ikisi boğuldu.
İki hamburger sipariş ettim.
İki yetişkin bileti, lütfen.
İki köprü vardı.
Kedinin iki kulağı var.
Siz ikiniz neyin peşindeydiniz?
Siz ikiniz birlikte mi çıkıyorsunuz?
İki ablam var.
Tom'un iki tane Fransızca sözlüğü var.
Tom bodrum katında iki ceset keşfetti.
İki yavrusu var.
çünkü biz iki ütopyayı birleştiriyorduk.
Pekâlâ, iki seçeneğimiz var.
Bilişinin üçte ikisi
- Savaş iki yıl sürdü.
- Savaş iki sene sürdü.
İki kere iki dört eder.
Benim iki kitabım var.
İspanyolların iki tane soyadları vardır.
Ben senin yaşının iki katı yaşa sahibim.
O, iki kitap yazdı.
Bir kedinin iki kulağı vardır.
Onların iki kız çocuğu var.
Tom'un iki kız arkadaşı var.
Onun iki arabası var.
Almanya'nın iki tane başkenti vardır.
İnsanların iki bacağı vardır.
Siz ikiniz ne iş yapıyorsunuz?
- Tom'un iki kız kardeşi var.
- Tom'un iki bacısı var.
Siz ikiniz aynı görünüyorsunuz.
Siz ikiniz ayrılabilirsiniz.
Bizim iki çocuğumuz var.
- John'ın iki oğlu var.
- John'ın iki oğlu vardır.
- John'un iki oğlu var.
Ben iki şişe süt satın aldım.
Ken'in iki kedisi var.
İki kedim var.
Mary'nin iki erkek arkadaşı var.
Trenin iki tane lokomotifi var.
Her kişi için iki dilim pizza var.
İki oğlumuz var.
Bir saatin, iki eli vardır.
Biz iki kıza sahibiz.
Onun iki kızı var.
Bak! İki çocuk kavga ediyor.
Bir külahta iki kepçe dondurma istiyorum, lütfen.
Hava kilidinin iki kapısı var.
İkiniz birbirinizi tanıyor musunuz?
İki adam tokalaştı.
Yatağa iki battaniye koyun.
Arkadaşlarımın arasında iki tane profesyonel şarkıcı var.
İki seçeneğin var.
İki tane oğlum var.
Siz ikiniz burada kalın.
- Senin iki kitabın var.
- Sizin iki kitabınız var.
Senin iki topun var.
Mars'ın iki uydusu var.
İki kameram var.
İki arabam var.
- İki çocuk çitin üzerinde oturuyor.
- İki çocuk çitin üzerinde oturuyorlar.
İki tane kitap ödünç aldım.
Annemin iki erkek kardeşi var.
Ben iki bilet istiyorum, lütfen.
Herkes iki artı ikinin dörde eşit olduğunu bilir.
İki kere iki dört eder.
2x6 eşittir 12.
iki hayatım olsa
Tamam, iz sürmek için iki yol var.
Tamam, burada yapılacaklar için iki seçeneğimiz var.
İki ilmek, biri diğerinin önünde.
- Benim sadece iki elim var.
- Sadece iki elim var.
Öğrencilerin üçte ikisi toplantıya geldi.