Examples of using "Huoneeseen" in a sentence and their turkish translations:
Anahtarı odada bıraktım.
Tom odaya yürüdü.
Çocuklarını odaya çağırdı.
O, koşarak odaya geldi.
Bir adamın odaya girdiğini gördüm.
O odaya girmeyin.
Tom'un bu odaya girmesine izin verme.
Şapkasını giymiş olarak odaya geldi.
Odaya girdiğimde herkes şaşırdı.
Odaya gitti ve yatağa yattı.
Tom odaya girdi, iki pizza taşıyordu.
Tom odaya doğru yürüdü, John ve Mary tarafından izleniyordu.
Odaya girince onu piyano çalarken buldum.
Mary odasına kapandı ve tüm pencereleri kapattı.
Bu oda için anahtarın var mı?
Onu odana koydum.
Tom odaya girdiği anda Mary'yi fark etti.
- Bavullarını odana koydum.
- Valizlerini odana koydum.
Bu odaya girdiğim dakikadan beri gözlerimi senden ayıramadım.
Tom ve Mary Fransızca konuşuyorlardı ama John odaya girince ingilizceye döndüler.