Examples of using "Ehdottomasti" in a sentence and their turkish translations:
Onun gideceği kesin.
Senin son derece bir tatile ihtiyacın var.
Kesinlikle Tom'un yardımına ihtiyacımız var.
Sen kesinlikle Çin yemeklerini seviyorsun.
Onu kesinlikle izlemelisin.
Meros kesinlikle bir yalancı değildir.
O adam kesinlikle bir bekar.
- Kesinlikle!
- Mutlaka!
Tom bizim şirkette kesinlikle bir geleceğe sahip.
Hiç böyle bir acı hissetmemiştim.
O kesinlikle bir kilisede evlenmek istiyor.
Tom kesinlikle Mary'nin fikrini sormalıdır.
Tom kesinlikle ölüm cezası almalıydı.
Kesinlikle!
Doğada gücünüze ihtiyaç duyduğunuz bir yer varsa orası kesinlikle ormandır.
Bu, mutlaka görülmesi gereken bir şey.
Ne yapmayı planladığını kesinlikle bilmek zorundayım.
Bu kesinlikle gerekli mi?
- Mümkün değil!
- Asla!
Bir aslan kesinlikle tek sırtlandan çok daha güçlüdür ancak orada aslanların üç katı kadar fazla sırtlan vardı.