Examples of using "Waving" in a sentence and their turkish translations:
Herkes bayrağını sallamaya başladı.
Herkes bayrağını sallamaya başladı.
Tom bir bayrak sallıyordu.
Tom kollarını sallıyor.
Bir bayrak sallıyordum.
Leyla el sallayıp sesleniyordu.
Tom bir bayrak sallıyor.
Kime el sallıyorsun?
O, elini sallayarak onu selamladı.
Bana el sallayan o kız kim?
Neden bayrak sallıyordun?
Sami çılgınca bir el feneri sallıyordu.
Sana el sallayan o kız kim?
Sana el sallayan kız kimdir?
- Bir adam elini sallayarak bir şeyler bağırdı.
- Bir adam elini sallayarak, bağırarak bir şey söyledi.
Tom aniden kendisine el sallayan birini fark etti.
Beyaz bayrak sallayan birini gördüm.
Tom elini sallayarak Mary'yi selamlıyor.
O, kılıcını sallarken bana yardım edin! diye tekrarladı.
Tom ve Mary'yi el sallarken gördüm.
Ona el sallıyorum ama o bakmıyor.
Birisi beyaz bir bayrak sallıyor gibi görünüyor.
Erkek kardeşim silah sallayan biri tarafından tehdit edildi.
Tom sana el sallıyor, gitmelisin!
Bana net rakamlar lazım, tahmin ve afaki laflar değil.
Daha ilginç olanı ise dikilen Amerikan bayrağı dalgalanıyordu
Bana el sallayan adam benim amcamdır.
Orada bize el sallayan kızı tanıyor musun?
Onu görebiliyorum, orada kollarını sallıyor.
Tom yolun ortasında el fenerini sallıyordu.
Bir arkadaşının seni görünce sevinip el sallaması, selam vermesi gibi.
Ölüm çok güzel olmalı. Kafanın üzerinde sallanan yeşil otları olan yumuşak kahverengi toprakta uzanmak ve sessizliği dinlemek. Dünü ve yarını olmamak. Zamanı unutmak, hayatı bağışlamak, barışık olmak.