Translation of "Ultraviolet" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Ultraviolet" in a sentence and their turkish translations:

Snow reflects ultraviolet light.

Kar ultraviyole ışığı yansıtır.

Ultraviolet light reveals hidden hunters.

Morötesi ışık gizli avcıları ortaya çıkarıyor.

Humans can't see ultraviolet light.

İnsanlar morötesi ışıkları göremez.

Ultraviolet rays are harmful to us.

Ultraviyole ışınları bizim için zararlı.

Butterflies can communicate using ultraviolet signals.

Kelebekler mor ötesi ışın kullanarak iletişim kurabilirler.

Ultraviolet rays can cause skin cancer.

Ultraviyole ışınları cilt kanserine neden olabilir.

That makes them fluorescent in ultraviolet light.

Bu ultraviyole ışık altında fosforlu görünmelerini sağlar.

Their pigments are absorbing harmful ultraviolet light,

Mercanların pigmentleri, zararlı morötesi ışığı emip

In English, "ultraviolet" is often abbreviated as "UV".

İngilizcede "ultraviyole" sık sık "UV" olarak kısaltılır.

We can't see ultraviolet light, but insects can.

Biz ultraviyole ışınları göremiyoruz ama böcekler görürler.

Caribou can spot wolves using their ultraviolet vision.

Karibu ultraviyole ışınlarını kullanarak kurtların yerini saptayabilir.

Why scorpions glow under ultraviolet light is still a mystery.

Akreplerin morötesi ışık altında neden parladığı gizemini korumaktadır.

But to insects, which can see in the ultraviolet spectrum,

Fakat morötesi spektrumu görebilen böcekler için...

He put on sunglasses to protect his eyes from ultraviolet rays.

Gözlerini ultraviyole ışınlarından korumak için güneş gözlüğü taktı.

Sunblock contains chemicals that can reflect or absorb the ultraviolet light.

Güneş kremi mor ötesi ışıkları yansıtan ya da emen kimyasallar içerir.

Absorbing ultraviolet light reflected by the moon and emitting it as fluorescence.

Ay'dan yansıyan morötesi ışığı absorbe edip florışı şeklinde etrafa yayıyorlar.

And it's not like a normal flashlight, it looks like this, it's ultraviolet.

Bu normal bir el feneri değil, böyle görünüyor. Ultraviyole.

[Bear] So what's it gonna be? Hunt with an ultraviolet light? Or make a lure trap?

Ne yapacağız? Ultraviyole ışıkla mı avlanacağız? Yoksa bir tuzak mı yapacağız?

The sudden increase of ultraviolet rays made the researchers believe in the existence of ozone holes.

Ultraviyole ışınlarının ani artışı araştırmacıları ozon deliklerinin varlığına inandırdı.

Caribou can see ultraviolet light. This ability is crucial to their survival in a harsh Arctic environment.

Caribou ultraviyole ışığı görebilir. Bu yetenek sert Arktik ortamda yaşamaları için hayati önem taşımaktadır.