Translation of "To death" in Turkish

- They were frozen to death.
- They froze to death.

Onlar donarak öldüler.

- I am bored to death.
- I'm bored to death.

İçim baydı.

- He was sentenced to death.
- He was condemned to death.

İdama mahkum oldu.

- I was scared to death.
- I was frightened to death.

Ölmekten korkuyordum.

Tom starved to death.

Tom açlıktan öldü.

We'll starve to death!

Biz açlıktan öleceğiz!

I'll starve to death!

Açlıktan öleceğim!

Tom bled to death.

Tom kan kaybından öldü.

He froze to death.

Soğuktan donacaktı.

I'm scared to death.

Ödüm koptu.

Tom froze to death.

Tom donarak öldü.

- You scared me half to death.
- You scared me to death.

Beni çok korkuttun.

- Tom was condemned to death.
- Tom has been sentenced to death.

Tom ölüme mahkûm edildi.

The cattle starved to death.

Sığır açlıktan ölüyordu.

He was shot to death.

O vurularak öldürüldü.

Tom was starving to death.

Tom açlıktan ölüyordu.

Tom was stabbed to death.

O, bıçaklanarak öldürüldü.

Tom was scared to death.

Tom ölümüne korkuyordu.

Tom was freezing to death.

Tom donarak ölüyordu.

He was frozen to death.

O soğuktan donmuştu.

He drank himself to death.

O, kendini öldüresiye içti.

Mayuko was tired to death.

Mayuko yorgunluktan ölüyordu.

You send us to death.

Sen bizi ölüme gönderiyorsun.

I was bored to death.

- Çok sıkıldım.
- Ölesiye sıkıldım.

It scares me to death.

Bu beni çok korkutur.

I've been sentenced to death.

Ölüm cezasına çarptırıldım.

You won't bleed to death.

Kan kaybından ölmeyeceksin.

Tom was knifed to death.

Tom ölümüne bıçaklandı.

Tom was condemned to death.

Tom ölüme mahkûm edildi.

Tom beat Mary to death.

Tom Mary'ye ölümüne dayak attı.

We could freeze to death.

Donarak ölebiliriz.

Tom is choking to death.

Tom boğularak ölüyor.

Tom is scared to death.

Tom çok korkmuş.

Tom is starving to death.

Tom açlıktan ölüyor.

You scared me to death.

Ödümü patlattın.

They were frozen to death.

Onlar donarak öldüler.

Tom was burned to death.

Tom ölümüne yakıldı.

He won't starve to death.

O açlıktan ölmeyecek.

It scared me to death.

O benim ödümü kopardı.

Tom looks bored to death.

Tom çok sıkılmış görünüyor.

Tom was beaten to death.

Tom ölümüne dövüldü.

Tom was shot to death.

Tom vurularak öldürüldü.

Many workers starved to death.

Birçok işçi açlıktan öldü.

She beat him to death.

O, onu öldüresiye dövdü.

Tom was sentenced to death.

Tom ölüm cezasına çarptırıldı.

We almost froze to death.

Neredeyse donarak ölüyorduk.

Tom was crushed to death.

Tom ezilerek öldü.

Tom drank himself to death.

- Tom ölesiye içki içiyordu.
- Tom ölene kadar içti.

Tom bludgeoned Mary to death.

Tom, Mary'yi öldüresiye dövdü.

That scares us to death.

O bizi ölümüne korkutur.

Tom was stoned to death.

Tom taşlanarak öldü.

Tom was frozen to death.

Tom donarak öldü.

Sami was sentenced to death.

Sami ölüme mahkûm edildi.

I was sentenced to death.

Ben ölüme mahkum edildim.

Layla bludgeoned Sami to death.

Leyla, Sami'yi sopayla ölümüne dövdü.

Layla was beaten to death.

Leyla ölümüne dövüldü.

You look bored to death.

Sıkıntıdan ölüyor gibi görünüyorsun.

Tom almost froze to death.

Tom neredeyse donarak ölüyordu.

Tom could freeze to death.

Tom donarak ölebilirdi.

Tom won't starve to death.

Tom çlıktan ölmeyecek.

Sami poisoned Layla to death.

Sami, Leyla'yı ölümüne zehirledi.

Sami kicked Layla to death.

Sami, Leyla'yı ölüme terk etti.

Sami was bleeding to death.

Sami ölümüne kan kaybediyordu.

Tom almost bled to death.

Tom neredeyse kan kaybından ölüyordu.

- You must have been bored to death.
- You must've been bored to death.

Sıkıntıdan patlıyor olmalısın.

There is a way to death

devamında ölüme kadar giden bir yolu vardır

We were nearly frozen to death.

Neredeyse donarak ölüyorduk.

He was put to death finally.

Sonunda öldürüldü.

The dog was frozen to death.

Köpek donarak öldü.

The dog was burnt to death.

Köpek yakılarak öldürüldü.

Tom has been worried to death.

Tom ölümüne endişeliydi.

The judge condemned him to death.

Yargıç onu ölüme mahkûm etti.

The defendant was sentenced to death.

Davalı idama mahkûm edildi.

You're scared to death, aren't you?

Ölümden korkuyorsun, değil mi?

Tom has been stabbed to death.

Tom bıçaklanarak öldürüldü.

The court sentenced him to death.

Mahkeme onu ölüme mahkum etti.

Mary almost beat Tom to death.

Mary, Tom'u öldüresiye dövüyordu

I'm scared to death about this.

Bu konudan ölümüne korkarım.

Tom was put to death finally.

Tom nihayet idam edildi.

The old man starved to death.

Yaşlı adam açlıktan ölüyordu.

The accused was sentenced to death.

Sanık ölüm cezasına mahkûm edildi.

The dog is close to death.

Köpek ölüme yakındır.

The judge sentenced Tom to death.

Hakim Tom'u ölüm cezasına çarptırdı.

Tom is probably scared to death.

Tom muhtemelen ölümden korkuyor.

Dan nearly choked Linda to death.

Dan neredeyse Linda'yı ölümüne boğdu.

Tom was half beaten to death.

Tom neredeyse ölümüne dövüldü.

I decided to fast to death.

Ölüm orucu tutmaya karar verdim.

This makes me laugh to death!

Bu beni ölesiye güldürür.

Tom stabbed his wife to death.

Tom karısını bıçaklayarak öldürdü.

Tom was found shot to death.

Tom vurularak öldürülmüş bulundu.

We're going to freeze to death.

Donarak öleceğiz.

He'll freeze to death out here.

Tom burada donarak ölecek.

Tom brutally beat Mary to death.

Tom, Mary'yi vahşice ölümüne dövdü.