Translation of "Bored" in Turkish

0.281 sec.

Examples of using "Bored" in a sentence and their turkish translations:

- I'm bored.
- I get bored.
- I got bored.
- I was bored.
- I feel bored.

Sıkıldım.

- I'm bored.
- I get bored.
- I am bored.
- I got bored.

- Sıkıldım.
- Canım sıkılıyor.

- I'm bored.
- I am bored.
- I got bored.

- Sıkıldım.
- Canım sıkılıyor.

- I'm bored.
- I get bored.
- I am bored.
- I am getting bored.

Sıkılıyorum.

- They are bored.
- They're bored.

Onlar sıkıldı.

- We're bored.
- We are bored.

Biz sıkıldık.

- I'm bored.
- I am bored.

- Sıkıldım.
- Canım sıkılıyor.

- Tom looks bored.
- Tom seems bored.

Tom sıkılmış görünüyor.

- Tom became bored.
- Tom got bored.

Tom sıkıldı.

- You look bored.
- You seem bored.
- It looks like you're bored.

Sıkılmış görünüyorsun.

Tom's bored.

Tom sıkılıyor.

Bored now.

Şu an sıkılıyorum.

- Are you bored?
- Are you getting bored?

Sıkılıyor musun?

- I'm sad.
- I'm bored.
- I get bored.

- Sıkıldım.
- Canım sıkılıyor.

- I'm getting bored.
- I am getting bored.

Sıkılıyorum.

- I'm bored out of my mind.
- I was bored to death.
- I'm so bored.
- I got very bored.

Çok sıkıldım.

- Tom may be bored.
- Tom might be bored.

Tom sıkılmış olabilir.

- Tom may be bored.
- Tom could be bored.

Tom sıkılmış olabilir.

- Tom is very bored.
- Tom was awfully bored.

Tom çok sıkıldı.

- Tom said he was bored.
- Tom said he's bored.
- Tom said that he was bored.
- Tom said that he's bored.

Tom canının sıkıldığını söyledi.

You look bored.

Sıkılmış görünüyorsun.

Are you bored?

Sıkıldın mı?

He looks bored.

- O sıkılmış görünüyor.
- Sıkılmış görünüyor.

She looks bored.

O sıkılmış görünüyor.

I'm getting bored.

Sıkılıyorum.

Tom, I'm bored.

Tom, sıkıldım.

I'm so bored.

Çok sıkıldım.

I'm bored, too.

Ben de sıkıldım.

Tom was bored.

Tom sıkıldı.

I got bored.

Sıkıldım.

Tom seems bored.

Tom sıkılmış görünüyor.

She seemed bored.

O sıkılmış görünüyordu.

He seemed bored.

O sıkılmış görünüyordu.

Tom seemed bored.

Tom sıkılmış görünüyordu.

I was bored.

Sıkılmıştım.

We're all bored.

Hepimiz sıkılıyoruz.

We were bored.

Biz sıkıldık.

They look bored.

Onlar sıkılmış görünüyorlar.

I'm already bored.

- Zaten sıkıldım.
- Çoktan sıkıldım.

I'm easily bored.

Kolayca sıkılırım.

Tom looks bored.

Tom sıkılmış görünüyor.

I get bored.

Sıkıldım.

Tom is bored.

Tom sıkılmış.

You seemed bored.

Sıkılmış görünüyordun.

I wasn't bored.

Ben sıkılmadım.

I'm not bored.

Sıkılmadım.

I'm bored here.

Burada sıkıldım.

I feel bored.

Sıkıldım.

- I am bored to death.
- I'm bored to death.

İçim baydı.

- Tom must've been bored.
- Tom must have been bored.

Tom sıkılmış olmalı.

- You're bored, aren't you?
- You're getting bored, aren't you?

Sıkılıyorsun, değil mi?

The gentleman was bored at home. We are bored too.

Beyefendi evde sıkılıyormuş. Ya biz de sıkılıyoruz.

- You're looking a bit bored.
- You look kind of bored.

Biraz sıkılmış görünüyorsun.

- You're not bored, are you?
- You aren't bored, are you?

Sıkılmıyorsun, değil mi?

- Tom didn't seem to be bored.
- Tom didn't seem bored.

Tom sıkılmış görünmüyordu.

The audience appeared bored.

Seyirci sıkılmış görünüyordu.

That child got bored.

O çocuk sıkıldı.

His speech bored me.

Onun konuşması beni sıktı.

The audience looked bored.

Seyirciler sıkılmış görünüyordu.

He got bored quickly.

O çabucak sıkıldı.

She got bored quickly.

O çabucak sıkıldı.

Are you bored here?

Burada sıkıldın mı?

Her speech bored me.

Onun konuşması beni sıktı.

These cows look bored.

Bu inekler bunalmış görünüyor.

Tom was incredibly bored.

Tom inanılmaz bir şekilde sıkılmıştı.

I hate being bored.

Sıkılmaktan nefret ediyorum.

The child was bored.

Çocuk sıkılmıştı.

I'm bored with Boston.

Boston'dan sıkıldım.

You're probably bored stiff.

Muhtemelen çok sıkılmışsın.

Tom looks exceptionally bored.

Tom son derece sıkılmış görünüyor.

Prepare to be bored.

- Sıkıntıdan patlamaya hazır olun.
- Canınızın sıkılmasına hazır olun.

Do you feel bored?

Sıkıldığını hissediyor musun?

Tom looks really bored.

Tom gerçekten sıkılmış görünüyor.

Tom looks very bored.

Tom çok sıkılmış görünüyor.

Tom is bored stiff.

Tom çok sıkıldı.

The students seem bored.

Öğrenciler sıkılmış görünüyor.

Tom is getting bored.

Tom sıkılıyor.

Are you bored yet?

- Şimdi sıkılıyor musun?
- Sıkıldınız mı?

We were incredibly bored.

Biz inanılmaz sıkıldık.

I was incredibly bored.

Akılalmaz bir biçimde sıkılmıştım.

I'm bored right now.

Şu anda sıkıldım.

Tom gets bored quickly.

Tom çabuk sıkılır.

Tom got bored quickly.

Tom çabuk sıkıldı.

Tom looks totally bored.

Tom tamamen sıkılmış görünüyor.

I started getting bored,

sıkılmaya başladım

The students are bored.

Öğrenciler sıkıldı.

I'm no longer bored.

Artık bıkkın değilim.

You look very bored.

- Çok sıkılmış gibisin.
- Çok sıkkın görünüyorsun.

You look really bored.

Gerçekten sıkılmış görünüyorsun.

I get bored easily.

Ben kolayca sıkılırım.

I got bored quickly.

Çabucak sıkıldım.

Aren't you bored yet?

Henüz sıkılmıyor musun?

Aren't you getting bored?

Sıkılmıyor musun?