Translation of "Tapped" in Turkish

I'm tapped out.

Kumarda tüm paramı kaybettim.

Tom tapped on the window.

Tom pencereye hafifçe vurdu.

Tom tapped his foot nervously.

Tom sinirli olarak ayağını vurdu.

Tom tapped his fingers impatiently.

Tom sabırsızca parmaklarını vurdu.

The FBI tapped Tom's phone.

- FBI Tom'un telefonuna hat çekti.
- FBI Tom'un telefonunu dinlemiş.

Tom tapped on my shoulder.

Tom omzuma dokundu.

- I reached for and tapped his shoulder.
- I reached out and tapped him on the shoulder.
- I reached out and tapped his shoulder.

Ben ona ulaştım ve omzuna hafifçe vurdum.

Bill tapped me on the shoulder.

Bill omuzumu yavaşça vurdu.

He tapped me on the shoulder.

O benim omzuma yavaşça vurdu.

The rain tapped against the window.

Yağmur pencereye vuruyordu.

Tom tapped Mary on the shoulder.

Tom Mary'nin omzuna hafifçe vurdu.

Someone tapped me on the shoulder.

Birisi omuzuma hafifçe vurdu.

Tom tapped me on the shoulder.

Tom omzuma hafifçe vurdu.

Tom tapped his fingers on his desk.

Tom parmaklarını masasının üzerine vurdu.

Dan's home phone was tapped by police.

Dan'ın ev telefonuna polis tarafından kaçak hat çekildi.

I tapped my foot on the floor.

Ayağımı yere hafifçe vurdum.

Mary tapped her foot on the floor.

Mary ayağını yere hafifçe vurdu.

She tapped the box with her forefinger.

O işaret parmağı ile kutuya hafifçe vurdu.

Tom tapped his foot on the floor.

Tom ayağını yere hafifçe vurdu.

I reached out and tapped him on the shoulder.

Ona ulaştım ve onun omzuna hafifçe vurdum.

Tom found out that his phone had been tapped.

Tom telefonunun dinleniyor olduğunu öğrendi.

Tom leaned forward and tapped the cab driver on the shoulder.

Tom öne doğru eğildi ve taksi şoförünün omzuna vurdu.

While I was taking a walk, someone tapped me on the shoulder.

Ben yürüyüş yapıyorken birisi omzuma dokundu.

- He tapped me on the shoulder.
- He patted me on the shoulder.

O hafifçe omzuma vurdu.

I was walking down the street when suddenly someone tapped me on the shoulder.

Biri omzuma aniden dokunduğunda sokakta aşağıya doğru yürüyordum.

- I felt somebody pat me on the shoulder.
- I feel that someone tapped my shoulder.

Birisinin omzuma vurduğunu hissediyorum.

A stranger tapped me on the shoulder from behind. He must have mistaken me for someone else.

Bir yabancı omzuma arkadan dokundu. Beni başka birisiyle karıştırmış olmalı.