Examples of using "Talent" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un yeteneği var.
Onların yeteneği var.
Onun yeteneği var.
Onun kabiliyeti var.
Onun yeteneğine hayranım.
Biz onun yeteneğini takdir ediyoruz.
Onun yeteneği şaşırtıcıdır.
Onun yeteneği erken çiçek açtı.
Ben onun yeteneğine hayranım.
Tom'un gerçek bir yeteneği var.
Yeteneğine saygı duyuyorum.
Ben senin yeteneğine hayranım.
Tom'un kesinlikle yeteneği var.
Yetenek, sıkı çalışma olmadan faydasızdır.
- Onun biraz edebi yeteneği vardır.
- Onun biraz edebi yeteneğe sahiptir.
Tom'un doğal bir yeteneği var.
Onun biraz edebi yeteneği var.
Özel bir yeteneğim yok.
Bir yetenek ajansı aktörleri temsil eder.
Tom'un yeteneği olduğunu biliyorduk.
O yetenekli bir yazar.
Bizim onun yeteneğine hayran olmamamız elimizde değil.
Margaret'in müzik için bir yeteneği var.
O çocuğun büyük bir yeteneği var.
Onun dans için yeteneği var.
O, onun yeteneğini kıskanıyor.
Onun müziğe yeteneği var.
Aptallık aynı zamanda doğal bir yetenektir.
Tom'un yazma yeteneği var.
Onun resim yapmaya yeteneği var.
Kesinlikle müzik yeteneğim yok.
Tom'un müziğe karşı bir yeteneği var.
Onun oyunculuk için bir yeteneği var.
Tom'un bir sürü yeteneği var.
Onun yazı için yeteneği var.
Çalışmak, yeteneksiz insanlar içindir.
Onun yeteneğine hayran olmamak elimde değil.
Ben onun yeteneği için hayranlık hissediyorum.
Siyasete yeteneğim yok.
Tom'un oyunculuk için bir yeteneği var.
- Birçok yeteneğim var.
- Çok yetenek sahibiyim.
Burada bol yeteneğimiz var.
Yeteneğimizin ne olduğunu biliyoruz.
Onların çok yeteneği var.
Tom'un resim yapma yeteneği var.
Müzik için yetenek onların kanında akar.
Tom'un modern resme yeteneği var.
Beceriksiz adam onun olağanüstü yeteneğini kıskandı.
Piyanistin sıradışı bir yeteneği var.
Özel bir yetenekle donatılmıştır.
Sakar adam onun sıra dışı yeteneğini kıskandı.
Mary genç ama çok yetenekli.
Onun müzik için olağanüstü bir yeteneği var.
Yetenek gösterisi ne zaman başlar?
O yeteneği ile çok gurur duymaktadır.
Onun matematik için açıklanamaz bir yeteneği var.
John'un tenise doğal bir kabiliyeti var.
Gerçekten çeviri için bir yeteneğin var.
Burada çok yeteneğimiz var.
- Modern resme yeteneği var.
- Çağdaş resme yeteneği var.
Müzikal yetenek genellikle erken yaşlarda verimli olur.
Bir ressam olarak büyük bir yeteneği var.
Karakter yeteneğe değil kişiliğe bağlıdır.
Bu onun yeteneğinin boşa harcanması olurdu.
Tom bir aktör olma yeteneğinden yoksundur.
O, bir aktör olma yeteneğinden yoksundur.
Bir çocuğun müzik yeteneği irsi midir?
Tom yetenek gösterisi için bütün hafta pratik yaptı.
O ellisinden sonra resim yapma yeteneğini geliştirdi.
Hiç kimse onun edebi yeteneğinin farkında değil.
Senin harika yeteneğin var. Sen gerçekten yeteneklisin.
Kabuki'de sadece yetenek değil fakat aynı zamanda kalıtım da önemlidir.
Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.
Hiçbirimiz müzik yeteneği ile doğmuyoruz.
Yazar kendi kitabında çok yetenek göstermez.
Onun sanatsal yeteneği ortaya çıktığında o otuz yaşın üzerindeydi.
Kabukide sadece yetenek değil aynı zamanda kalıtım da önemlidir.
Kendisi mekanları tasvir etmede sanatçı yeteneğini kullanıyor.
Tom Mary'nin müzik yeteneğini tanıyan ilk kişiydi.
Yeteneğin olmadığı için vazgeçmemelisin.
O nadiren çok yetenekli bir çocuk görmüştü.
Tom'un görev dağılımı için büyük bir yeteneği var.
Senin tek yeteneğin yanlış zamanda hastalanman.
Amatör şarkıcı eller aşağı yetenek yarışmasında birincilik ödülünü almıştır.
Tom, Mary ve John Cumartesi gününü yetenek gösterisi için uygulama yaparak geçirdi.
Müziğe yeteneği var.
Yazar, karakterlerinin yaratılmasında büyük bir yetenek gösteriyor.
- Takımdan kesilmen yeteneksiz olduğunu göstermez.
- Takıma alınmaman yeteneğin olmadığı anlamına gelmez.
Benim özel yeteneğim, herkesle, her yerde, her zaman arkadaş olmaktır.
Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın.
Keri yetenekli bir ressamdır. Gerçekten, onun resim için olağanüstü bir yeteneği var.
Yeteneğin sayesinde çok para kazanabilmelisin.